Ayhan Aydan / Eserleri dosyalarda çürütürsek yerli opera diye bir şey olmaz

0
Ayhan Aydan, 1950’lerde Türk operasının önde gelen divalarındandı. Eşi Ferit Alnar’ın desteğiyle Ankara Devlet Operası’nda pek çok eserde başrol söylemişti. Dönemin başbakanı Adnan Menderes’le gönül ilişkisi rakiplerine karşı gücünü daha da artırmıştı. Leyla Gencer ve Suna Korat dünya sahnelerinde isim yaparken Aydan, yurtiçinde şöhret yaptı. 27 Mayıs Darbesi’nin ardından 37 yaşında sahneden çekilmek zorunda kaldı. 2009’da 85 yaşında hayata veda etti ve hafızalarda operadaki rolleri yerine Adnan Menderes’in yargılandığı Yassıada Mahkemesi’nde aşkını cesaretle savunmasıyla yer etti. 1953’te yapılan bu röportajda “Operamızda otorite eksikliği var” diyor.
Ankara Radyosu’nun opera saatlerinde sesini dinlediğimiz Ankara Devlet Operası’nın değerli sopranosu Ayhan Aydan’ı (Alnar) Sağlık Bakanlığı yakınındaki zevkle döşenmiş apartmanında ziyaret ettik. Sanatkâr, hiç makyaj yapmadığı halde, son derece cazipti. Operamızın kıymetli sanatkarı memleketimizde olduğu kadar, bütün Avrupa sanat çevrelerinde de haklı bir şöhret sahibi.
Akıcı, akıcı olduğu kadar da hassas sesi, dinleyicilerini adeta büyüleyiverir. Filarmonik orkestra şefi Ferit Alnar ile geçen yıla kadar evli bulunan bu genç ve güzel sanatkarımızın, sanat hayatındaki başarısında, kocasının da büyük rolü, var.

Hademesinden sanatçısına herkes başına buyruk, operamıza otorite gerek!

Ayhan Aydan ile karşılıklı oturduk. O, misafir severliğini göstererek nefis bir vişne likörü ikram ediyor.
Türk operası hakkında bakın neler düşünüyor:
“İlk önce büyük bir otorite gerek. Operamızda eksik olan en mühim şey bu. En büyük artistinden hademesine kadar herkes, kendi başına buyruk. Onun için bize otorite lâzım. Sonra; Avrupa’dan binlerce lira vererek getirttiğimiz rejisörler, orkestra şefleri, şan hocalarından gereği kadar yararlanmak lazım… Bunlar, memlekete hiçbir yarar sağlayamadıkları için üzülmekte, bizi de maddi, manevi zararlara sokmakta. Bizim sanatkarlarımız Avrupa operasını görmeli.
Operamız ne zaman gelişip yerli eserler repertuarlarımızda yer alacak?
-Operalarımızın gelişimi için bestecilerimizi eser vermeye teşvik ve onların eserlerini oynamak lazım. Bir takım imkânsızlıklar ileri sürerek, yerli eserleri dosyalarda çürütürsek, yerli opera diye bir şey de olmaz. Zamanla her şey düzelecek diye boş yere bekleşip duruyoruz.

Mukadderata inanırım

Belli ki opera yıldızımız bizdeki opera çalışmalarından pek şikâyetçi. Son olarak kendisinin baş rolünü oynadığı “Konsolos” operasını çok beğendiğini; memleketimizde ilk defa sahnelendiğini söylüyor. Operanın genç rejisörünü de takdir etmeden geçemeyeceğini, bilhassa sözlerine ilâve ediyor.
Sanat için her türlü fedakarlığa katlanan Ayhan, “Konsolos”un radyodan naklen verildiği gece, sanatını Madam Butterfly, La Bohem kadar ölmezleştirmişti.
Karşımda güler yüzle kahvesini yudumlayan sopranomuza hobilerini sordum.
“Çiçek yetiştirmeye bayılırım” diye cevap verdi.
Hakikaten çok zevkle döşenmiş bu salonda birçok nadide çiçek yer almıştı.
Siyasetle uğraşıp, uğraşmadığı hakkındaki sualime “Hiç aklım ermez” dedi.
Batıl inanışlarınız var mı?
– Var.Hem de pek çok. Bilhassa şansa, uğura, mukadderata inanırım.

Ferit Alnar gibi koca her kadına nasip olmaz

Eşiniz Ferit Alnar‘dan neden ayrıldınız?
Ferit Alnar, çok iyi bir insandır. Her kadına onun gibi mükemmel bir koca nasip olmaz. Biz ayrıldık. Çünkü aramızda geçimsizlik vardı. Geçinemiyorduk, çünkü ikimiz de aynı meslektendik. Aynı derece özen, ilgiye ihtiyacımız vardı. Bence aynı meslekten iki evli kişinin geçinmesine imkân yok.
Tekrar evlenmek ister misiniz?
– Her kadın gibi, bir gün evlenmeyi düşünüyorum. Fakat ne zaman kısmet olur bilmem…
Hangi tip erkeklerden hoşlanırsınız?
– Erkeğin, evvelâ karakter sahibi olanını ararım. Mütehakkim olanı da tercih ederim. Ama bu tatlı bir tahakküm olmalı.
Operamızın ve radyomuzun değerli sanatkarını fazla meşgul etmek istememiştim. Çünkü belli ki, o da her ev kadını gibi bazı işler yapmak isteyecekti. Başarılı olmanın başlıca sırrını azimde bulan bu sanatkara hakikaten hayran olmamak elden gelmiyordu.
(Tuğrul Aşuroğlu / 21 Mart 1953 / Radyo Haftası / Arşiv çalışması, redaksiyon: Serhan Yedig)
Share.

Leave A Reply

11 + 8 =

error: Content is protected !!