De Wayne Fulton / Türkiye konservatuvarlarındaki ilk arp sınıfını ben açtım

0

San Francisco’lu arpçı De Wayne Fulton, Viyana Müzik Akademisi’nde öğrenim görmüş, Viyana Filarmoni’de Karajan yönetiminde konser vermiş, 1950’lerin ikinci yarısında Türkiye’ye yerleşmişti. İstanbul Konservatuvarı’nda arp eğitimini başlatmıştı. Arpın yaygınlaşması amacıyla misyoner gibi çalışan, enstrümanını konser salonlarının dışına da çıkaran Fulton 20 civarında albüm kaydetti, 1997’de Los Angeles’te 64 yaşında kalp krizinden öldü. Fulton, Türkiye’de yaşadığı günlerde yayımlanan bu röportajda Amerika’dan İstanbul’a uzanan öyküsünü anlatıyor.

Türkiye’nin konservatuarlarında ilk arp sınıfını açan, Amerikalı, Türk dostu, İstanbul’un hayranı, mesleğini ve müziği çok seven, enerjik, genç bir Amerikalı. Aynı zamanda Şehir Orkestrası’nın da arpisti. İsmi De Wayne Fulton… Daima bir şeyler yapmak istiyor, faydalı olmak istiyor, Türkiye’de arp sınıfının çoğalmasını, arpistlerin yetişmesini gönülden, içten diliyor. Faydalı olabileceğine inandığı, bir şeyler yapabileceğine güvendiği için, buradan hiç ayrılmamak istiyor. Türkiye’de neler yaptığını biraz da kendisinden dinleyelim…
– İlk defa konservatuarda arp sınıfını açtım. 1 Nisan 1956’da, Mozart’ın flüt ve arp için olan konçertosunu çaldım. Bu, Türkiye’de ilk defa çalınıyordu. Beyazıt’taki Amerikan Haberler Bürosu’nda, arp hakkında konferanslar verdim. Bilhassa üniversite öğrencileri, arpın tarihçesini, gelişmesini içine alan, âletin teknik vasıflarını bir bir göstererek, hazırlanmış olan bu konferanslara çok ilgi gösterdiler. Aynı zamanda Robert Kolej’de konserler, pratik konferanslar verdim. Birçok genç Türk bestekarıyla çalıştım ve onlara arp için nasıl müzik besteleneceğini öğrettim. Bir, iki filmin fon müziğini yaptım.

Beni Viyana Konservatuvarı gönderdi

Müzik eğitiminizi nerede yaptınız? Bu arp sevgisi size nereden geliyor?
– 10-15 yaşındayken, California’da, şehir orkestrasının arpisti Mister Atti ile iki sene çalıştım. Oradan New York’a gittim. Toscanini Orkestrası’nda arpist Eduard Vito ile çalıştım. Washington’da askerliğimi yaparken 18 ay, Washington askerî senfoni orkestrasında Edith Ficher ile beraber çaldım. Askerlikten sonra Fullbreight bursunu alarak Viyana’ya gittim. Üç sene Viyana Müzik Akademisi’nde çalıştım. Viyana Filarmonik Opera Orkestrası’nda hocam Hubert Jelinek birinci arpist, ben de ikinci arpisttim. 1953 ve 1954’ün yaz aylarını Salzburg’da geçirdim. Mozarteum Akademisi’nde ulusal müzik kurlarında konserler verdim.
İstanbul’a nasıl geldiniz?
– İstanbul Konservatuvarı, Viyana Konservatuvarı’na mektup yazarak, hocalık yapacak ve şehir orkestrasında arp çalacak bir solist istedi. Ben de kabul ederek geldim.
İstanbullu her bakımdan nasıl buldunuz?
– Bir defa bütün insanlar çok nazik. Devamlı olarak İstanbul’da kalmak istiyorum. Burada her taraftan daha fazla, hem arp için, hem de enstrümantal müzik için yapıcı olabileceğime inanıyorum.
Türkiye’de kaç arp ve kaç arpist var?
– Ben gelirken üç harp getirdim. Bir radyoevinde, iki tane de Ankara’da var. Benim bildiklerim, bunlar. Türkiye’de iki tane de profesyonel harpist biliyorum.

Şimdilik üç öğrencim var

Konservatuvarda kaç öğrenciniz var?
– Üç öğrencim vardı. Bu yıl, daha çok öğrenci geleceğini sanıyorum.

Biraz da arpın tarihçesinden bahseder misiniz?
– Arp, en eski müzik aletlerinden biridir. Fakat orkestraya en son katılmıştır. 1820 yılından önce, 24 tane anahtarın hepsini kullanmak mümkün olmuştu. Senfonik orkestrada arp, ilk olarak Berlioz’la başlamıştır. Richard Wagner, R. Strauss, Mahler, Bruckner arpın bütün imkânlarını en iyi kullanan bestecilerdir. Wagner, Nibelung Yüzüğü isimli operada altı tane arp kullanmış. Her biri ayrı ayrı parçalar çalıyormuş. Fransız izlenimcilerinden Debussy ve Ravel arpın imkanlarını zorlayarak, ondan fevkalâde güzel melodiler çıkartarak solo ve orkestra için müzik yazmışlardır. Son 20 seneden beri arp müziği yeniden ele alındı, asırlar önce arp için yazılmış eserler yeniden çalınmaya başladı. Hindemith, Stravinski, arpı tam solo aleti olarak kullanmaya başladı, konçertolar yazdı. Oda müziğinde kullandılar.
Arpın böylece yeniden ele alınması için sebepler nelerdir?
-İki sebep var. İlki yüzyıllardır ihmal edilen Rönesans müziğinin yeniden ele alınması. İkincisi mekanik ve yapım açısından enstrümanın büyük bir ilerleme kaydetmesi.

Cemal Reşit Rey arp için yeni eser yazdı

Arpın teknik kısımları nasıldır?
– 47 teli var. Her tel üç ayrı tonda ses verir. Pedal yardımıyla tonlar idare edilir. Pedala basmakla uç kısımda bulunan bir düğme çevrilir, böylece yaylar genişler veya sıkışır. Pedallar arpın işleyiş, çalışma sistemini yöneten unsurlardır. Arpın uzunluğu 2 metredir.
Bu kış düşünülen yenilik ve değişiklikler, yani olaylar var mı? Konser alanında tabiî.
– Cemal Reşit Rey, arp, flüt ve orkestra için yeni bir eser besteledi. İlk seslendirmesi Ankara’da bu kış yapılacak. Aynı konserde Cumhurbaşkanlığı Orkestrası ile Mozart’ın flüt ve arp konçertosunu çalacağız. Ankara Üniversitesi’nde bir başka konser verilecek(*).
(Sema Yazoğlu / 1957 / Yirminci Asır Dergisi, sayı: 267 / Arşiv çalışması, redaksiyon: Serhan Yedig)

(*) Cemal Reşit Rey’in flüt, arp, iki korno ve yaylı sazlar için yazdığı “Çalgıların Sohbeti”, 1958’de ilk kez flütçü Kamil Şekerkaran, arçı De Wayne Fulton, kornocu Luigi Girati ve Ivo Duymoviç tarafından Paris Radiodiffusion Orkestrası Solistleri’nce Paris Radyosu’nda seslendirildi. Eser solistlerine ithaf edilmiştir. (Kaynak: 100. Doğum Yılında Cemal Reşit Rey / Pan Yayınları)

 

 

 

 

 

Linkler

De Wayne Fulton’ın ardından Los Angeles Times’ta yayımlanan makale

 

Share.

Leave A Reply

one × five =

error: Content is protected !!