Opera kayıtlarıyla tanınan şef Michel Plasson, İstanbul’a 1987’de Capitole de Toulouse, 1994’te ise Dresden Filarmoni ile gelmişti. İlk gelişindeki söyleşide başarısının sırtarını açıklamıştı.
Orkestralarla çalışmanız genç yaşlarda başladı. Bu dönemde model aldığınız şefler oldu mu?
– Ben uzun yıllar orkestralarda vurma çalgılarda görev aldım. Bu süre içinde ünlü şefleri tanıma, onların deneyimlerinden yararlanma olanağını buldum. Kanımca, bir orkestra şefi için orkestrada bir müzisyen olarak yer almak, olumlu bir nitelik kazandırıyor. Böylece, daha ilk yıllarda bir orkestranın başarısının oluşumundaki gizemin ve ortak çalışmanın neleri ifade ettiğini anlıyorsunuz.
Sizce orkestra şefliği nedir?
– Şeflik tıpkı yazarlık gibidir. Hepimizin ayrı bir anlatımı var; ama bunun yanında belirli kurallar var ki, bunlara, hepimiz uymak zorundayız. Orkestra şefliği, zamanla ve deneyimle keşfedilen bir sanat. Onun için başan süresi yaşamımıza denktir diyebilirim.
Orkestrayı bırakıp operaya geçmem
18 yıl Capitole de Toulouse Orkestrası ile çalıştınız. Neden başka bir kurumun başına geçmeyi düşünmediniz?
– İlk olarak operanın başına getirildim. Daha sonra Fransa’nın ulusal orkestralarından Capitole de Toulouse Orkestrası’nın şefliğini üstlendim. Çok önemli turneler yaptık. ABD’nin 60 kentinde konser verdik. Bu orkestranın en önemli özelliği, son yıllarda, Fransa’da en çok plak kaydını gerçekleştiren orkestra olması.
Ününüzün yaygınlığında yönettiğiniz opera temsillerinin de payı var.
– Gerçekten de dünyanın pek çok yerinde çok sayıda opera yönettim. Operayı çok seviyorum. Aynca, orkestram operalarda da görev alıyor. Bu nedenle, çok sıkı bir tempo ile çalışıyoruz.
Bir operanın müzik direktörü olabilirsiniz.
– Hayır, böyle bir şeyi düşünemiyorum bile. Çünkü orkestrayı seviyorum. Düşünün bu topluluk benim 18 yaşındaki bir çocuğum gibi. Onları nasıl bırakabilirim.
Konser kayıtlarının plağa dönüştürülmesine izin vermiyorum
Günümüzde pek çok şef, kısa aralılarla çeşitli orkestraları yönetebiliyor. Çok orkestra yönetmiş biri olmak adeta moda.
– Bu sanat açısından üzücü bir gelişim. İki aylık, bir yıllık bir şeflik orkestraya bir şey katmaz. Sonuçta, ancak, afişlerde adınız kalır. Orkestralar son yıllarda otel görünümünde, iyi şefler bir Hilton’dan diğerine gider gibi orkestra değiştiriyorlar. Ben, değişik otellerde uzun yıllar kalmayı seçtim.
Dinleyicinin varlığı sizi etkiliyor.
– Paris’te Bercy Spor Salonu’nda Verdi’nin ‘Nabucco’sunu yönettim. Her gece on 2 bin kişi temsilleri izlemeye geldi. Dinleyici sayısı bir kaç bine ulaştığında salonda sihirli bir değişim oluyor ve konserin atmosferi değişiyor. Burada seyircinin tepkisi de önemli. Etkilenen ve bunu aktarabilen dinleyici de önemli. İstanbul’da da bu duygulan hissettiğimi söylemeliyim.
O zaman konser kayıtlarının plağa aktarılmasından da hoşlanıyor musunuz?
– Konser apayrı bir olay. Yaşadığınız, o an dinleyici olarak sizin de katıldığınız bir özelliğe sahip. Ama ancak bir kez dinlenebiliyor. Plak ise birçok kez dinlensin diye üretiliyor. Konser kayıtlan plağa dönüştürüldüğünde bir kaç kez dinledikten sonra bıkıyorsunuz. Bu nedenle konser kayıtlanırım plağa dönüştürülmesine izin vermiyorum. Plak, daha uzun ve titiz çalışmalar sonucunda onaya çıkmalı.
(Mustafa M. Alaca / Gösteri Dergisi / 1 Haziran 1994)
Yazarın izniyle yayımlanmıştır
MUNCH’ÜN ÖNERİSİYLE ABD’YE GİTTİ, USTALARLA ÇALIŞTI
Müzisyen bir aileden gelen Plasson 1933 yılında Paris’te doğdu. Önce Lazar Levy’den piyano dersleri aldı. Daha sonra Paris Konservatuarı’nda vurma çalgılar ve orkestra eğitimi görerek birincilikle mezun oldu. İlk ödülü Besençon Uluslararası Yarışması’nda birincilik ödülüydü. Charles Munch’un önerisi ile ABD’ye giderek Erich Leinsdorf, Pierre Monteux, Leopold Stokowski ile çalıştı. Fransa’ya döndükten sonra ilk olarak Metz’de müzik direktörlüğü yaptı. 1968’de Capitole de Toulouse Orkestrası ve Operasının başına geçti. 1983 yılında işlerinin yoğunluğu nedeniyle operadan ayrılarak yalnız orkestranın yöneticiliğini üstlendi. Plasson 1974’te Paris’te eski hububat halini 3 bin kişilik orkestra salonuna çevirerek konser vermeye başladı. Burada daha sonra opera da yöneldi. Avrupa ve ABD’de çok sayıda orkestra ve opera yöneten Plasson 1994 yılı başında Dresden Filarmoni Orkestrasının sürekli şefliğini üstlendi. Bu görevi 2001 yılına kadar sürdürdü.