Necdet Koyutürk / Türkçe tango söyleyecek yeterli şarkıcı olsa daha çok plak yapardım

0

Necdet Koyutürk’ün tangoları 1950’lerde Türkiye’nin sınırlarını aşıp Kahire, Marsilya’ya kadar ulaşmıştı. İlham ve tanıtım sorunu olmadığını söyleyen besteci, plak şirketleri cesur davransa ve yeterli tango şarkıcısı bulabilse daha çok plak yapabileceğini iddia ediyordu. Papatya tangosuyla ilgili dedikodulardan rahatsızdı.

Daha çocuk denebilecek yaşta, musikiye karşı büyük temayülü olan Necdet Koyutürk’ün bir gün büyüyüp bu sahada kısa zamanda şöhrete kavuşacağını kim tahmin ederdi?
Halbuki bugün gerek, söz gerek müzik orkestrasyon bakımından başarısı ile bir çok gönülleri haklı olarak fetheden genç bestekârın tangolarına hepimiz hayranız.

Kağıt bulamazsam
gömleğimin koluna yazarım

Gelin sizlerle bu gün Koyutürk’ü Talimhane’deki apartmanında ziyaret edelim ve onun hakkındaki meraklarımızı giderelim.
Kapıyı çaldık. Necdet açtı ve derhal:
“Hoş geldiniz” sözleriyle misafir odasına kabul ediliyoruz. Biraz sonra eşi ile de tanışıyoruz. Kısa bir hoşbeşi müteakip sualleri sormaya başlıyorum:
Bestelerinizi nasıl yaparsınız bir yer seçer misiniz?
– Ben üç ayrı şeraitte bestelerim. Bir tanesi sözlere göre müzik bularak. İkincisi müziğe göre söz bularak, bir üçüncüsü ve en çok sevdiğim usulüm gerek müziği, gerek sözü aynı zamanda bularak yaptığım eserlerimdir. Bence hakiki ilham bu demektir. Bunun ise ne zamanı vardır ne de mekanı. Bu öyle bir andır ki yanımda kâğıt dahi bulunmasa beyaz gömleğimin koluna veya yeleğimin bir kenarına yazıveririm.
Güftenin mi yoksa bestenin mi daha çok tesiri altında kalırsınız?
-Bir Türk tangosunda ilk aranacak vasıf, sözün müziğe, müziğin de söze uygun olmasıdır. Bu uyum olunca da her ikisinin birden insana tesir edeceği şüphesizdir.

Şecaattin nota okumayı bilmez
Papatya’yı tek başıma besteledim

Amatörler arasında gerek sesi güzel olanlar ve gerekse tango bestelemek arzusu gösteren genç istidatlar var mı, bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
– Bilhassa orkestramda şarkı söylemek arzusu gösteren heveskarlar pek fazla. Hemen her gün yeni yeni müracaatlarla karşılaşıyorum. Fakat beni üzen bir noktayı burada sırası gelmişken açıklamak isterim: Bu, işi yapabilmek için sadece sesi güzel olmak katiyyen kâfi değildir. Ses güzelliği ile beraber müzik ve nota bilgisi lâzımdır. Amatör tangoları da Sarfınazar etmemek gerekir. Pek çokları içerisinde bizlere ümit verenleri de yok değil.
Sırası gelmişken mühimce bir sual daha soruveriyorum!
Şecaattin’in (Tanyerli) nota bilmediği doğru mu?
Birdenbire duraklıyor, belki de hemen cevap vermek, “Evet” demek istemiyor, Renk vermiyor. Münasip bir şekilde cevaplandırmak için vakit kazanmak istediği belli. Birden yüzünde yine beliren tatlı tebessümü ile:
– Fakat, diyor o kadar hassas kulağı var ki, yeni bir tangoyu ona iki defa çalıp söyledikten sonra artık bir daha unutmamacasına ezberleyiveriyor.
Bir gazetede “Papatya” tangosununa Şecaattin Tanyerli‘nin yardım ettiği şeklinde bir kelime oyunu var, buna ne dersiniz?
— Katiyyen. Papatya ve diğer bütün tangolarım yüzde 100 benimdir. Bana kimse yardım edemez. Hem buna ne lüzum var ne de ihtiyaç… Olsa olsa bu bir gazeteci muzipliğidir.

Plak firmaları hatalarını gördü

Geçen sene yalnız “Papatya” ve “Rüzgâr Gibi Geçti” isimli tangolarınızdan ibaret tek plâğımız çıktı. Halbuki sizin duyulmayı Hak eden daha güzel tangolarınız var. Bunları plâk yapmayacak mısınız?
— Evet geçen defa hem aceleye geldi ve hem de plâk şirketleri fazla Türkçe tango yaparlarsa satamayıp zarar edeceklerini zannettiler. Fakat “Papatya” plâğı onlara bu düşüncelerinin tamamen yanlış olduğunu ispat etti. Bu sebeple bu yıl kendi orkestramla sekiz yeni tangomu plâk yapmış bulunuyorum. Eğer memleketimizde Türkçe tango söyleyebilecek ses sanatkârları daha fazla olsaydı daha da çok plâk yapabilirdim. Halkımız Türk tangolarını çok seviyor.
Eşinizle nasıl tanışıp evlendiniz, Anlatır mısınız?
— Eski usule göre. Benim tarafımdan ailem görücü gitti, istediler, kız tarafı düşündü. Allah’ın emriyle razı oldular.
Eşinizle anlaşamadığınız basit noktalar Nelerdir?
– Anlaşamadığımız hiç bir husus yoktur. Evet veya hayır’a oybirliği ile karar veririz.
Bestelerinizi harice tanıtmak maksadıyla her hangi bir ecnebi memlekete seyahati düşünüyor musunuz?
— Seyahat iyi bir şeydir. Muhakkak ki isterim. Fakat eserlerimi tanıtmak için buna pek lüzum yok. Zira Marsilya’ya giderseniz ve ya Kahire’deki gece eğlence yerlerini ziyaret ederseniz mutlaka orkestradan “Papatya” tangosunu işiteceksiniz.
Besteleriniz arasında sözlerini başkalarının yazdıkları, Yani ortak yaptığınız çalışmalar var mı?
— Evet, meselâ Beyaz Zambak’ın sözlerini Vecdi Bingöl, Ayrılık Günü isimli valsimin sözlerini de Mustafa Nafiz yazmıştır.
Koyutürk’e eşinin yanında şu suali soruyorum:
Mektup alıyor musunuz?
— O da söz mü? Ama evlendikten sonra aldığım bütün mektupları kapalı olarak eşime götürür, beraberce açıp okuruz.
Neler yazıyorlar?
— Ekserisi sesinin güzelliğini, radyoda okumayı çok arzu ettiğini belirtiyor.
Ekserisisindan az olanlar nelerden bahsediyor, meselâ aşktan, Evlilikten falan?..
— Eh aşkolsun. İstediği kadar bahsetsinler. Benim aşkım yanımda…

Dinleyici mektuplarını eşimle
Okuruz, birlikte cevaplarız

Beraberce gülüşüyoruz. Bu sırada eşi, Diğer odaya gitti ve son 10 gün içinde gelen 30- 40 mektubu getirdi. Merak edip bir tanesini çektim. Bakalım ne yazmışlardı? Beraberce okuyalım. Bu mektubun yazarını, İçeriği hususi mevzu olduğu için belirtmiyorum. Gönderildiği tarih de yeni sayılır: 1 Kasım 1950.
Beyefendi!
Bir kadın okuyan ihtiyacınız olduğu takdirde, tarafınızdan tecrübe edilmek, sesimi müsait bulduğunuz halde de sizlerle çalışmak arzusundayım.Teklifim samimidir.Müsbet veya menfi cevabınızı aşağıda yazılı adresime bildirmenizi saygılarımla rica ederim.
Mektupları cevaplıyor musunuz?
— Eşimle beraber ekserilerine cevap veriyorum.
(Zahide Tarhan / 2 Aralık 1950 / Radyo Haftası / Fotoğraflar: İsmet Gümüşdere / Arşiv taraması, redaksiyon ve internete aktarım: Serhan Yedig)

NECDET KOYUTÜRK’ÜN ESERLERİNDEN SEÇMELER

Yüzünde göz izleri var
Sana pek yakından mı baktılar
Sözünde bir başkalık var
Gizleme yürekten mi yaktılar?
Söyle bana, bileyim-bilmeliyim.
Sence seviliyorsam sevmeliyim
Hislerini anlayabilsem.
Benim bir tanem desem, diyebilsem
Yüzünde göz izleri var
Ah, neden baktılar sana neden,
Sözünde bir başkalık var.
Bunu neden yaptın bana neden?

BİR VALS

Bu gönül mahzun ayrılık gününde
Ağla ey ruhum yaslara bürün de
Istırap acısı içimi yakar
Gözlerin bana bir hüzünle bakar
Belki de artık hiç dönmeyeceksin
İnlesin bu kalbim sevdanı çeksin

GÖNÜL BÎR AŞK ARIYOR (Rumba)

Gönül bir aşk arıyor
İnce taze bir kadın
A1ev ruhu sarıyor
Geliyor kalbe yakın
Bir sarışın bir kumral
Nasıl isterse olsun
Gözler siyah dudak al
Kalbe sevdalar dolsun
Neşe versin ruhuma
Çiçeklenen hayali

BEYAZ ZAMBAK

İpek saçlarının altın gölgesi
Sevda seherinde hâle mi nedir?
Ruhumda yarattı bahar ülkesi
Kızıl dudakların lâle mi nedir?
Beyaz zambaklar gibi ince yüzü
Nurdan çiçekler açar hâyalimde
Gök yaprak mineli o bir çift gözün
Ayrılmaz rüyası var hayâlimde
Senin aşkınla solmadan yaşamak
Mutlu bir ömre bedeldir sevgili
O ilâhi yüz ah o beyaz zambak
Bin bir çiçekten güzeldir sevgili
(Söz: Vecdi Bingöl)

Share.

Leave A Reply

12 − 7 =

error: Content is protected !!