Jiri Barta / Tel yerine bağırsak kullanılan barok çello ufkumu açtı

0

Çek çellist Jiri Barta,Bach Günleri kapsamında 17 ve 18 Eylül’de konser vermek üzere İstanbul’a geldi. Bach’ın solo çello repertuvarının zirvesi kabul edilen, toplamı 135 dakikayı bulan altı süitini iki konserde seslendirdi. 15 yıldır tüm süitleri seslendirdiği Bach maratonları koşan Barta, beş yıl önce de bu eserleri kaydetmişti. Barta “Her çalışta yeni ayrıntılar keşfediyorum, iki yıl içinde yepyeni bir anlayışla yeniden kaydetmek istiyorum” diyor.

 

Bach’ın çello süitleri ne zaman repertuvarınıza girdi?

– 11-12 yaşında, sanat lisesinde yarışma sistemiyle yapılan yıl sonu sınavında Bach’ın 4’üncü Süit’inden Courante bölümünü çalmam istenmişti. Altı süit arasında bence teknik açıdan en zoru bu. Epeyce zorlanmıştım. Müzikal açıdan benim için hiçbir şey ifade etmiyordu, hiçbir anlam çıkaramamıştım. Neredeyse bir yıl boyunca bu esere hazırlandım. Sonunda çaldım ve sınıfı geçtim. Bu arada babam 6 suitin notalarını almıştı. Meraktan diğer süitleri de incelemiştim. Hatta ikinci süiti kendi kendime öğrenmiştim. 16 yaşında Prag Konservatuvarı’na giriş sınavında konservatuvar sınavında 1’inci Suit’ten bir bölüm çalıp okula kabul edildim. Sonrasında 20 yaşına kadar bu eserlere dokunmadım.

Neden, nefret mi ettiniz?

– Hayır, çağdaş repertuvara yönelmişti ilgim. Bylsma ve barok çello enstrümana bakışımı belirledi

Sonra nasıl tekrar ilgi alanınıza girdi?

– Hollandalı çellist Anner Bylsma’nın barok çelloyla yaptığı kayıtlar elime geçti. Bu kayıtlara ve süitlere adeta aşık oldum. Defalarca dinledim. Hem de enstrümana yaklaşım açısından üzerimde büyük etki yaptı. Adeta bir aydınlanma yaşadım. Suitlere tekrar tutkuyla bağlandım. Daha sonra tüm süitleri repertuarıma kattım, konserlerde çalmaya başladım. İlk kez 1996’da İspanya’daki bir festivalde, organizatörlerin talebi üzerine, iki konserde tüm süitleri seslendirdim. O günden bugüne zaman zaman bu tür resitaller veriyorum.

Eserlere yaklaşımınızda zaman içinde önemli bir değişiklik oldu mu?

– 1996’da tüm süitleri Supraphon firması için kaydettiğim dönemde yaklaşımım netleşti. O günlerde modern çelloyla barok çello tınısı elde etmeye çalışıyordum. Kayıttan sonra orijinal bir barok çello alabildim. Antik bir yay ve tel yerine bağırsak kullanmaya başladım. Bu çalgının müthiş koyu tonu, sunduğu geniş ve etkileyici forteler, incelikli pianissimolar, özgün renkler elde etme fırsatı enstrümanda bana müthiş bir özgürlük kazandırdı. İfade gücümü artırdı. Bu deneyim modern çelloda da ufkumu açtı. İstanbul’da da süitleri modern çelloyla yorumlayacağım. Albümlerden bu yana kuşkusuz icram değişmiştir. Artık daha olgunum, baba oldum, iki çocuğum var. Tüm bunların etkisi icralarıma yansıyor.

Bach’ın bu eserlerinde bazı detaylar belirtilmediği için çok farklı yorumlarını duyuyoruz. Pablo Casals’ın çok sade yorumlarından, Mistislav Rostropoviç’in Rus coşkusunu kattığı yorumlarına uzanan geniş yelpazede, siz hangi yorumcunun yolunu izlemekten yanasınız?

– Anner Bylsma’nın yorumu listemin başında yer alıyor. İki kez kaydetmiş, ikincisinde barok çello kullanmış. Bana ikincisi daha yakın geliyor. Daha açık ve romantik. Listemin ikinci sırasındaki isim Heinrich Schiff. Bylisma’nın yaklaşımına yakın olmakla birlikte çok daha taze, yeni bir bakışı var. Yo Yo Ma ‘nın albümü bana çok ilginç geliyor.

Köy kilisesinde Bach kaydedeceğim

Usta kabul ettiğiniz Bylsma gibi siz de suitleri bugünkü yaklaşımınızla bir kez daha kaydetmek ister misiniz?

– Evet, zaten bunun hazırlıkları içindeyim. Gelecek yıl içinde yeniden tüm süitleri kaydetmek istiyorum. Çok kaliteli kayıt ekipmanları aldım. Bir köy kilisesine kapanıp, arzu ettiğim icraya ulaşana kadar kayıt yapmayı planlıyorum. Mümkün olduğunca dürüst davranmaya, içimden geldiği gibi çalmaya çalışacağım. Büyük bir ihtimalle barok çello kullanacağım. Eğer eski kayıttan daha iyi olursa yayımlayacağım.

Dört yıl önce başlattığınız müzik festivali nasıl gidiyor, sonuçtan memnun musunuz?

– Prag yakınlarında bir ortaçağ kenti olan Kutna Hora’da düzenliyoruz bu festivali. Gelişerek sürüyor. Şu anda 2012 programını hazırlıyorum.

Repertuvarınıza yeni giren eserler var mı?

– Bugüne kadar çello repertuarındaki tüm önemli konçertoları çaldım. Uzun zamandır çalmadığım Strauss’un Don Kişot’una çalışıyorum bugünlerde. İstanbul’dan hemen sonra Prag’da Schumann’ın konçertosuyla birlikte çalacağım.

Oda müziği yapmak mı size cazip geliyor yoksa orkestra önünde çalmak mı?

– Oda müziğini çok seviyorum. İkili, üçlü olabilir. Bach’ın suitleri gibi eserleri tek başıma odada bile seslendirebilirim, son derece özel bir deneyimdir bu. Çok içe dönük, derin bir müziktir bu. Küçük bir kilisede, bu müziği çok seven küçük bir dinleyiciye çalmak büyük keyiftir. Fakat konçerto orkestra ve takım çalışması gerektirir.

Yaklaşık 15 yıldır Türkiye’de konserler veriyorsunuz, Türk müzikçilerle ortak çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

– Bazı Türk sanatçıları festivale davet etmek istiyorum. Gelecekte ortak çalışmalar da yapmak isterim.

(Serhan Yedig / 17 Eylül 2011 / Hürriyet)

 

KIZI AYLA PİYANO ÖĞRENİYOR
Jiri Barta 1964 Çekoslovakya doğumlu. Piatigorsky, Heinrich Schiff, Andre Navarra gibi ustalarla çalıştı. ABD’de Rostropovich-Hammer ödülü kazandı. 1990’ların ortasında yıldızı parladı. Dimitri Sitkovetski, Lars Vogt gibi virtüözlerle oda müziği çalışmaları yaptı. Berlin Filarmoni dahil ünlü orkestralarla turneye çıktı. Bugüne kadar 21 albümü yayımlandı. Barta, 13 yıldır çevirmen ve kemancı Elif (Çevik) Barta ile evli. Çift Çek Cumhuriyeti’nde yaşıyor. Elif Çevik şu anda Ezel dizisini Çek TV’si için tercüme ediyor. Çiftin Ayla (6,5) ve Josef (3) adlı iki çocuğu var. Ayla piyano öğrenimi görüyor.

Linkler

Kişisel web sayfası

Facebook hesabı

Share.

Leave A Reply

9 − five =

error: Content is protected !!