Emile Gilels / Usmanbaş’ın dörtlüsünü Rusya’da tanıtacağım

0

20. yüzyılın efsanevi piyanistlerinden Emil Gilels, 1959 baharında konser vermek üzere İstanbul’a gelmişti. Besteci ve müzik eleştirmeni Selmi Andak’la basın toplantısında tanışmış, sohbet etmişti. Gilels, 1986’da 69 yaşında hayata veda etti.

Türkiye ve Türk müzikçiler hakkında bugüne kadar neler duydunuz, ne kadar tanıyorsunuz?

-Kemancı David Oyştrah’ın methiyesi sonrasında Türkiye’ye gelmeyi aklıma koymuştum. Oyştrah, konserler verdiği Türkiye’den çok övücü sözlerle bahsetti. Memleketinizde müzik meraklısının çok olduğunu söyledi. Bazı Türk müzisyenleriyle Avrupa turnelerinde, Paris’teki uluslararası yarışmada ve konserlerde karşılaşmıştım. Ayla Erduran, İdil Biret, Ayşegül Sarıca’yı dinlemiş ve tanışmıştım. Ayrıca Cemal Reşid Rey yabancım değil. Türk dinleyicilerinin müzik anlayışı iyi. Ankara’da prova ve konserimi kalabalık bir kitlenin izlemesi de bunu gösteriyor.

Repertuvarınızdaki klasik eserleri tamamıyla orijinal üslubunda mı yoksa kendi virtüözlük anlayışınıza göre mi çalarsınız?

– Klasik ve romantik eserlerde ilk amacım bestecinin fikrini, söylemek istediklerini olduğu gibi belirtmektir.

Modern ve ultra modern müzik hakkındaki düşünceleriniz?

-Modern müzik repertuarıma dahildir. Mesela Prokofiyev, Stravinski, Şostakoviç sonra bir çok yeni besteciler.  Fakat ultra modern diyebileceğimiz eserler repertuarıma girmez. Bu bir zevk meselesi.

Bir gazeteci arkadaşımın “Rusya’da caz müziği tutuluyor mu” sorusuna Gilels hafif tebessümle cevap verdi:

-Caz ile doğrudan doğruya şahsen ilgili değilim! Sovyet Rusya’da caz mevcut. Ama ciddi ve gerçek müzikle uğraşan genç besteciler yalnız merkezde değil, diğer Sovyet cumhuriyetlerinde de çoğalıyor. Türkiye’de, Rus bestecilerinin o kadar tanınmadığını tahmin ediyorum. Prokofiev, Şostakoviç, Haçaturyan eski nesle ait sayılır. Gençlerden mesela Kabaveski var.

Moskova Müzik Akademisi’nde öğretmenlik yapan piyanist Gilels bir konserinde 2 bin Ruble (5.500 TL) kazandığını söyledi. Türk müzisyenlerinin Rusya’da konser vermelerini çok arzu eden piyanist, Ankara’da dinlediği besteci İlhan Usmanbaş’ın Kuartet’ini Rusya’da çaldırarak tanıtacağını konuşmasına ekledi.

Bir aralık elinde tuttuğu sigaranın Amerikan olduğunu fark ederek Amerikan sigarası içmeyi sever misiniz, diye bir gazeteci arkadaşımızın muzipçe sorusuna muhatab olan piyanist, birden ciddiyetini bırakarak ve zekice bir tebessümle:

Güzel bir sigarayı içmekten ne çıkar, tarzında cevap verdi ve basın toplantısı da bitti.

(Selmi Andak /  20 Nisan 1959 / Cumhuriyet)

Share.

Leave A Reply

one + 3 =

error: Content is protected !!