Kenny Barron / Caz teknik egzersiz değildir, melodi gerekir

0

Eleştirmenlere göre günümüzün en lirik caz piyanisti ve Dizzy Gillespie, Stan Getz, Freddie Hubbard gibi efsanelerin uçuş arkadaşı Kenny Barron, 2006’nın ilk ayında üç konser için İstanbul’a geldi. 62 yılının 48’ini cazla geçiren Barron’ı, konser öncesinde New York’ta bir kafede, cep telefonundan yakaladık. Cazda melodi duygusunu ve emprovizasyonu koruma uğraşını, Aydın Esen’e duyduğu hayranlığı, akustik piyanoda saksofon tonlarını yakalama uğraşını anlattı.

Romantizm cephesindeki yoldaşınız, kontrbasçı Charlie Haden “Melodi müzikten ve hayatımızdan kayboldu. Acilen geri getirilmesi lazım” demişti. Sizce durum alarm çanı çalacak kadar vahim mi?
– Bence çok haklı. Melodi ve güzellik mutlaka müziğe ve hayatımıza geri dönmeli. Belki tamamen kaybolmadılar ama tehlikede oldukları aşikar. Çoğu genç cazcı müziğin bu özellikleri içirmesi gerektiğini tamamen unutuyor. Güzelliği, melodinin önemini bir kenara bırakıp teknik gösterilere girişiyor.
Haden bir süredir kayıp melodiyi Küba müziğinde, bolerolarda arıyor. Grammy alan son iki albümünde, eğlencelik kabul edilen Latin müziğinin romantik, entelektüel yönlerini araştırıyor. 1990’ların başında latin müziğine yönelişiniz aynı arayıştan mı kaynaklanmıştı?
– Latin müziği ritmik, heyecan verici. Her türünden hoşlanıyorum. Ama en sevdiğim, odaklandığım türü Breziyla müziği. Hipnotize edici bir müzik. Daha da önemlisi melodik ve armonik açıdan çok zengin. Salsa geleneği armonik açıdan tekdüze olsa da, ritmik açıdan büyük bir kaynak. Küba dans müziği ritmik açıdan çok zengin olabilir belki, yine de armonik açıdan çok fazla alternatif sunduğu söylenemez. Bununla birlikte dinlediğim bazı balatlar beni büyüledi.

Her çiçekten bal alınmalı

Caz kavramının yanlış anlaşılmasından, emprovizasyonun ikinci plana itilmesinden çok şikayetçisiniz. Gittikçe hızlanan, sığlaşan, şipşak çözümlerle yaşadığımız bugünün dünyasında emprovizasyon ruhunu kurtarmak sizce mümkün mü? Dinleyici sadece eğlenmek isterken, cazcının sabrı ve arzusu kalıyor mu emprovizasyon macerasına girişmek için?
– Zor bir soru. Emprovizasyonsuz caz olmaz. Müziğin çekirdeği, ruhudur. Tabii duygu, ifade de önemli. Birçok kültürde emprovize müzik geçerli. Geleneksel Türk, Japon, Hint müziklerinde önemli bir yeri var. Ama bunlar caz değil. Cazda emprovizasyon herşeydir: Belli bir duygu, belli bir ifade biçimi, hayatla etkileşimin dışa vurulması… Amerika’da birçok genç cazcı yarın endişesinden, para kazanma çabasından dolayı pop yaklaşımına yöneldi. Yine de emprovizasyon yaşıyor. Çünkü insan doğasının bir parçası. Pop örneklerde, Smooth Jazz dedikleri türde bile küçük emprovizasyonlar var.
Piyano çalmayı bildiği için Coleman Hawkins’in saksofonda, Egberto Gismonti’nin gitarda devrim yarattığı söylenir. Siz ise en büyük hayalinizin Wayne Shorter’ın saksofonda yakaladığı zenginliği piyanoya uyarlamak olduğunu söylüyorsunuz. Yıllarca çalışıp, başaramamışsınız. Nedir Shorter’ın özelliği?
– Emprovizasyonda çok özel bir yaklaşıma sahip. Saksofonun doğasından gelen bazı avantajlar var. Piyano sabit seslerle çalışan bir enstrüman; tuşlarını bükerek aynı esnekliği yakalamam mümkün değil. Wayne Shorter ansızın, gayet usulca bir akordan diğerine geçiyor, tonlar arasında muzipçe dolaşıyor. Bu duyguyu piyanoda yakalamak için yöntem geliştirmeye çalışıyorum.
“Albümlerimde eklektik bir yaklaşım görülür. Ayrıca, her parçanın bir öyküsü olması gerekir” diyorsunuz. Eklektisizm farklı türlerin en iyi ögelerini alıp bir araya getirir ama analiz içermez. Gerçekten analizden kaçındığınız söylenebilir mi; öykü neden neden bu kadar önemli?
– Birçok sanatçı gibi farklı kaynaklardan yararlandığımı vurgulamak için eklektik sözcüğünü kullandım. Latin müziğini, en koyusundan cazı, bebob ve  swing’i, daha birçok farklı müziği severek dinliyor, etkileniyorum. Sadece bebob ya da Latin değil etkilendiğim. Söylemek istediğim buydu. Öyküye gelince: Caz çalmak sadece bir teknik egzersiz değildir. Her parçanın bir öyküsü, yani melodik mesajı olmalı, anlamlı bir bütünlük taşımalı.
Geçen yıl mayıs ayında Turtle Island Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’yle bir konser vermişsiniz. Klasik müzikle ilgileniyor musunuz?
– Klasik müzik eğitimli olmalarına karşın, emprovize müzik yapan, caza gönül vermiş bir dörtlü bu. Çalışmaları bildiklerimizden çok farklı, sıradışı. Duke Ellington bestelerini yaylı çalgılar ve piyanoya uyarladım, birlikte seslendirdik. Grupla çalışmalarımı sürdürmek istiyorum. Hatta gelecek albümümü birlikte kaydedip, birlikte turneye çıkabiliriz.
Her fırsatta Tommy Flanigan’a hayranlığınızdan bahsediyorsunuz. Flanigan’a, hayatının büyük bölümünü Ella Fitzgerald’a eşlik etmekle geçirdiği için pişman olup olmadığını sormuştum. “Sesini parlatmaktı işim, birlikte yarattığımız güzellikler için mutluyum” demişti. Geçenlerde Down Beat Dergisi’ne, buruk bir ifadeyle müziğe Birdland’de başlamadığınızı uzun yıllar şarkıcılara hatta komedyenlere eşlik ettiğinizi anlatmışsınız. Kendi grubunuzu bu kadar geç kurduğunuz için pişman mısınız?
– İyi ki daha önce kurmamışım… Sanıyorum 40’lı yaşlarda grup kurmaya karar vermek en doğru seçimdi. 20 yaşında grubum olsaydı, şimdi nerede olurdum Tanrı bilir. Tecrübe kazanmak, birikimimi artırmak için farklı kişilerle çalmam gerekiyordu.

Dianne hoştur, severim

Plak firmalarının Dianne Krall gibi seksi sarışın şarkıcı piyanistlerin  peşinden koşması, yetenekli diğer genç piyanistleri görmezden gelmesi anlaşılan fena halde asabınızı bozuyor. Kurduğunuz plak firması Joken, alternatif taktik geliştirecek mi?
– Dianne Krall’la da problemim yok, iyi şarkıcı, hoş bir insan. Sorun plak firmalarının daha çok sattığı için sadece şarkıcılara yönelmesi. Kendi adıma herhangi bir endişem yok. Birçok büyük firmayla çalışıyorum. Neyse ki diğer müzikçileri dinleyicilere ulaştıracak farklı yollar açıldı. Büyük firmalara muhtaç olmadan internetten dünyaya ulaşmak mümkün. Albümlerimi yayımlamak için küçük bir bütçeyle Joken’i kurmuştum. Sonra kendi albümlerim yerine çevremdeki yetenekli müzikçilere olanak sağlamaya karar verdim. Kardeşim tenor saksofoncu Bill Barron’a, İstanbul’a birlikte geleceğimiz davulcu Ben Riley’e, piyanist Sumi Toonaka’ya birer albüm kaydettik. Belki gelecekte kendi solo albümlerimi de Joken’den yayımlarım.
Bir mucize olsa, Dizzy Gillespie’yle çalan 19 yaşındaki heyecanlı Kenny Barron karşısına çıksa ne nasihat verirdiniz?
– Daha çok egzersiz yapmasını söylerdim öncelikle. O yıllarda sadece caz dinlerdim. Her tür müziği dikkatle dinlemesini önerirdim. Gençlere de hep bunları öneriyorum.
Son 20 yıldaki çalışmalarınıza bakıldığında çoğunlukla küçük grupları tercih ettiğiniz, ikili, üçlüleri sevdiğiniz görülüyor. Neden?
– Büyük orkestraları dinlemeyi severim, mesela en sevdiğim plaklardan biri Count Basie’nin “Kansas City Sweet”i. Büyük orkestrayla çalmayı sevmem. Çünkü piyano boğulur. Ortada çok fazla hareket vardır.
Türk cazcılarla yolunuz kesişti mi, sizi etkileyen oldu mu?
– Berklee’de öğrenci olduğu yıllarda, Boston’da Aydın Esen’le tanışmıştım. Bana bestelerinden oluşan bir kaset vermişti. Gerçekten harika bir piyanist.
İstanbul’a geleceğiniz grubun üyeleri ne kadar zamandir sizinle çalışıyor; repertuvarınızda hangi tür eserler ağırlıkta?
– Ben Riley’le 30 yıldır birlikteyiz. Japon basçı Kiyoshi Kitigawa kısa bir süre önce katıldı aramıza. Klasik caz üçlüsü repertuvarına sahibiz: Caz standartları, Monk, Ellington, benim bestelerim, Latin müziği. Dinleyicilerle rahat iletişim kuran, melodik özellikleri ön plana çıkan bir repertuvar.

DİPLOMASIZ CAZ PROFESÖRÜ

İki ağabeyi ve babası cazcı olan Kenny Barron, 14 yaşında doğduğu şehir Philadelphia’da profesyonel piyanistliğe başladı. 15’inde New York’un yolunu tuttu. Caz bilgisini 19 yaşında grubuna katıldığı trompetçi Dizzy Gillespie ve sonraları birlikte çaldığı James Moody, Milt Jackson gibi ustalarla geliştirdi. Saksofoncu Stan Getz’in piyanisti oldu. Chet Baker, Jim Hall, Ron Carter gibi birçok sanatçıyla 200 civarında albümde yer aldı. 9 kez Grammy’ye aday gösterilen Barron, 27 yıl Rutgers Üniversitesi’nde ders verdi, şimdi Juilliard Konservatuvarı’nda.
(Serhan Yedig / 15 Ocak 2006, Hürriyet) Ana fotoğraf: John Sahn

Linkler

Kişisel web sayfası

Joken plak firması 

Verve plak firması

Share.

Leave A Reply

one × one =

error: Content is protected !!