Tord Gustavsen / Doğaçlamanın iyisi seks kadar haz verir

0

Gri gökyüzünü rengarenk uçurtmalarla boyayan haşarı bir çocuk Norveçli caz piyanisti Tord Gustavsen. Psikoloji öğrenimi görüyor, doğaçlamadaki erotizmi incelediği tezler yazıyor, dinleyicisini sağaltan müzikler besteliyor. 2014 Kasımı’nda, yeni dörtlüsüyle Antalya Piyano Festivali’nin konuğuydu…

Fotoğraflar: Hans Fredrik Asbjørnsen

Doğaçlamanın Diyalektik Erotizmi… Psikoloji ve sosyoloji öğrenimi gören Tord Gustavsen’in Oslo Üniversitesi’ndeki yüksek lisans tezinin başlığı bu… Norveçli caz piyanisti Gustavsen, tezini geliştirdiği incelemeyi 2008’de İngilizceye tercüme edip kişisel web sitesinde yayımladı. Ardından argümanlarını 15 bin İngiliz psikiyatrın meslek kuruluşu The Royal College of Psychiatrists’in web sayfasında yayımlanan röportajda duyurdu. Ve birdenbire yepyeni bir izleyici kitlesi edindi.
Tezin girişinde Melbourne konseri sonrasında bir gazetede okuduğu eleştiriye yer vermişti. Avustralyalı eleştirmenin değerlendirmesi Gustavsen’e göre tezin özeti gibiydi…
“Müzik tamamen seksle ilgili. Gerilim ve boşalma, arzu ve dizginleme, haz ve cömertlik, kontrol ve teslimle ilgili. Bunlar ve hoş bir şekilde birbiriyle çatışan tüm güçler bir arada vecd haline ulaşıyor…”
Gustavsen’in Alman psikoanalizci Helm Stierlin ve Norveçli psikolog Anne-Lise Løvlie Schibbye’nin tezlerinden yola çıkıp ikilemler, yaratıcılık ve doğaçlamanın diyalektiği üzerine yazdıkları, röportajda söyledikleri bilim dünyasında ilgiyle karşılandı. Peki caz dünyasında? “Meslektaşlarınızdan katkı, eleştiri, destek geldi mi” diye sorduğumuzda cevabı hayal kırıklığını yansıtıyordu:
“Röportaj ve tez hakkında çok ilginç birkaç mesaj aldım. Fakat caz piyanistleriyle herhangi bir temasım olmadı… Şuna inanıyorum ki emprovizasyonun psikolojik boyutu tüm müzikçilerin odaklandığı konular arasında. Bu gizemli bilgiyi içselleştiren her iyi doğaçlamacı bu konuları bilir, hatta bu konuda konuşmamayı tercih eder… ”
Yine de çalışmalarını sürdürmeye kararlıydı.

Zarafet ve duygu arıyorum

Meditatif temaların, geniş çayırların ötesindeki ufku seyredermişçesine ferahlık veren dingin müzikal tabloların, sessizliği bile duyguya dönüştüren doğaçlamaların ustası Tord Gustavsen, feneriyle sürekli insan ruhunun derinliklerini araştırıyor. Norveç halk müziğinden, ninnilerden, çocukluğunda kilisede söylediği ilahilerden, yıllardır dinlediği caz tarihi külliyatından, çağdaş müzikten damıttığı ezgilerle caz ve çağdaş müzik arasında gidip geliyor. Bugüne kadar yayımlanan altı albümü hep bu sürecin ürünleri.
“Yoğunlaşmayı, odaklanmayı seviyorum. Günlük yaşamımda duygusal yoğunluğa, zarafete ve rahat edebileceğim boş alanlara gereksinim duyuyorum. Bu nedenle müziğimde de nefes alacağım geniş boşluklar olmalı. Ham yoğunluk ve zarafet ya da yoğunluk ve mekan ihtiyacı gibi ikilemler birey ve müzikçi olarak benim için önemini koruyor. Bu yaklaşım sanıyorum icramıza, enstrümanlara, sahneden dinleyiciye gönderdiğimiz elektriğe yansıyor” diyor birkaç yıl önce yayımlanan bir röportajda.
Psikolojide karnesi ‘pekiyi’lerle dolu olabilir ama müzikte durum nasıl?

Oslo’lu Müslümanlara müzik

İki üçlemeden oluşan albümlerinden altıncı ve sonuncusu bu yıl yine ECM’den yayımlandı. Yeni dörtlüsüyle kaydettiği “Extended Circle” hakkında yazılanlara bakılırsa ‘yıldızlı pekiyi’… Örneğin Amerika’nın neredeyse caz tarihi kadar eski dergisi Downbeat’te, eleştirmen Ken Micallef adeta övgü sağanağına tuttu albümü.
“Çarpıcı güzellikte. Dinleyicisini bütünüyle müziğe çekiyor. İlahi, ürpertici bir bütünün içinde bizleri her notaya, her küçük jeste dikkat kesilmeye zorluyor. Tam anlamıyla sihirli bir müzik…”
15 Kasım akşamı Antalya AKM’nin Aspendos Salonu’nda, 15’inci Uluslararası Piyano Festivali kapsamında işte bu dörtlüyle sahneye çıktı Tord Gustavsen. Son beş yılda İstanbul ve Ankara’ya birçok kez gelen, konser veren müzikçinin duyduklarından, gördüklerinden ne kadar etkilendiğini merak ediyor insan…
“Son yıllarda Türkiye’den pek çok müzik dinledim ve gerçekten sevdim. Umarım zamanı geldiğinde Türk müzikçilerle de ortak çalışmalar yapacağım…”
Bu arada Afgan asıllı Alman şarkıcı Simin Tander’le gelecek yıl ortak bir proje yapmaya hazırlanıyor. İranlı şarkıcı Masha Vahdat ve Tahranlı müzikçilerle konserler veriyor. Vee…
“Oslo’da metitasyon servislerinde sufi ve kilise müziği yapıyorum. Liberal, açık fikirli Müslüman ve Hıristiyan ilahiyat yaklaşımları arasında köprü kurmanın yollarını arıyorum. Bu ruhani ve müzikal açıdan önemli bir çaba…”
Umarız bir gün sıra Türk müzikçilerle ortak çalışma yapmaya da gelir…
(Serhan Yedig / 15 Kasım 2014 / Cumhuriyet)

Linkler

Biyografisi

Kişisel web sayfası

Share.

Leave A Reply

3 × 2 =

error: Content is protected !!