İstanbul Radyosu Küçük Orkestrası şefi ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası başkemancısı Orhan Borar, 1911 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası asker olduğu için ailece Türkiye’nin muhtelif vilayetlerini dolaşmıştı. Eğitimini Kadıköy Orta, İstanbul Erkek Lisesi ve Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. Kemancı 41 yaşında kapısını çalan Radyo Haftası muhabirine hayatını anlatırken “en çok denizi, yelkenliyi severim” diyor. Borar 1984’te, 73 yaşında hayata veda etti.
Hayatta en çok denizi severim
– Radyodaki konserlerinize kimler refakat ediyor?
– Viyolonsel Edip Sezen, keman P. Kavafyan, piyano Malik Bilge, viyola Enop Kavafyan.
– Size hitap eden kompozitörleri tanıyabilir miyim?
– Beethoven, Brahms, Schumann ve Faure’dir.
– Bugünkü gençliğin Batı musikisine alâkasını nasıl görüyorsunuz?
– Zamanla Batı musikisine olan hayranlık ve bağlılığın artacağına inanıyorum. Gençliğin, öz musikimize olan hayranlığını, bilhassa söylemek isterim. Bunun yanında garp musikisini katiyen unutmayıp, onun sihirli melodilerine kendilerini kaptıranlar, cidden takdire şayandır. Memleketimizde dünya musikisi tanınmamıştır. Bu musikiyi tam olarak sevdirebilmek, muhakkak ki zamana bağlıdır. Bu da yetişen gençliğin elinde temayüz edecektir.
– Evli misiniz?
– Bekârım. Vallahi şimdilik evlenmeyi hiç düşünmüyorum.
– Denizi pek severim. Bir yelkenli ve motörlü teknem vardır.
(Zeki Tükel / 21 Haziran 1952 / Radyo Haftası / Arşiv taraması: Serhan Yedig / Dizgi, redaksiyon: Ferruh Yazıcı)