Levon Eroyan / Edgar Manas’ın Kutsal Sunu’sunu kaydettik, sıra senfonisinde

0

Hayatını kitaplara ve müziğe adayan İstanbullu emekli kütüphaneci, amatör kemancı Nubar Özsimonyan ölümünden önce kitaplığındaki notaları müziksever iki çocuğa vermişti. Edgar Manas’ın Kutsal Sunu’su için “Önemli eserdir, belki bir gün seslendirirsiniz” demişti. Piyanist, besteci Levon Eroyan ve bariton Kevork Tavityan “Dayday” yani dayı diye hitap ettikleri Özsimonyan’ın arzusunu 30 yıl sonra gerçekleştirdi. Çalışma odasında, beş yılda, kendi imkanlarıyla eseri kaydeden Eroyan “Sırada Manas’ın senfoni, sinfonietta ve 5 Halk Türküsü var” diyor.

 

İstiklal Marşı’nın orkestrasyonunu yapan bestecinin ismini çok az kişi duymuştur.
Edgar Manas’ın “Vatan Şarkısı” adlı bestesinin 1934’te, 160 kişilik koroyla Tepebaşı Tiyatrosu’nda seslendirildiği pek bilinmez.
Orkestra eserlerinin 1912’de Almanya’da, oda müziği eserlerinin 1924’te Fransa’da basılmaya değer bulunduğu da.
Toplumun belleğinden adeta silinmiştir.
Sinfonietta’sı, Şark Rapsodisi, Sol Minör Senfoni’si arşivlerde seslendirileceği günü bekler.

Yeniden hatırlanıyor

4 Mart 1964’te, 89 yaşında Pangaltı Katolik Mezarlığı’nda ebedi istirahata çekilen Manas Efendi doğum ile ölüm tarihi arasındaki çizgiye Anadolu ruhunu taşıyan pek çok eserin yanı sıra eğitimciliği de sığdırmıştı: Ailesinin ticaret tahsiline gönderdiği Venedik’te, ardından gittiği Padova’da öğrendiği armoni, kontrpuan, piyanoyu Dârü’l Elhan ve Belediye Konservatuvarı’nda kuşaklar boyunca gençlere aktardı. Kimler yoktu ki aralarında? “Türk Beşleri”nden Hasan Ferit Alnar, Cemal Reşit Rey, geleneksel Türk müziğinin önemli ismi Saadettin Arel…
Eserlerini kaybolmaktan kurtarmak isteyen dostları 1980’lerde hareket geçti. Bir kısmı Erivan’daki Çarentz Edebiyat ve Sanat Müzesi’ne gönderildi. Bir kısmını Ankara Devlet Konservatuvarı öğretim üyesi Prof. Leda Cenaz, Kompozisyon Bölümü Başkanı İlhan Baran’a teslim etti. Baran’ın öğrencileri 2005’te başlatılan “Osmanlı Bestecileri” projesiyle Manas’ın müziğini Amerika’ya kadar taşıdı, ABD’de yaşayan İstanbullu piyanist Şahan Arzruni solo piyano eserlerinden ikisini CD’sine ekledi.
Manas’ın 1912’de başladığı, 1948’de bitirdiği, 1961’de İstanbul’da seslendirilen, ertesi yıl Viyana’da basılan Kutsal Sunu’su ise masalları andıran bir dizi gelişme sonucu 69 yıl sonra kaydedilebildi.

Değerlendirmesi 2 yıl sürdü

Levon Eroyan-Kevork Tavityan

Eroyan ve Tavityan, 1980’lerin ortalarında lise öğrencisiyken koroda tanışmıştı Nubar Özsimonyan’la.  İngiliz Kütüphanesi’nden emekli olmuş, kitapları ve kemanıyla yaşadığı evinde kendisini müziğe vakfetmişti. Bir zamanlar Şehir Orkestrası’ndaki arkadaşlarla oda müziği yaptığı evine genç koro arkadaşlarını davet eder, senfoniler, operalar dinletir, müzik sohbetleri yapardı. Çok yaşlandığını hissettiğinde kardeşinin evine taşınmış, kütüphanesini satmak yerine gençlere dağıtmıştı. “Dayday” diye hitap ettikleri Özsimonyan, Eroyan ile Tavityan’a Bach, Beethoven notalarıyla birlikte Manas’ın Kutsal Sunu’sunu verdi. “Önemli bir eserdir. İnceleyin, günün birinde belki seslendirirsiniz” dedi. MSGSÜ Konservatuvarı’nda okuyan gençlerden Eroyan piyano bölümünü birincilikle bitirdi, besteciliğe yönelip okulundaki yarışmalarda ödüller aldı. Tavityan, operayı seçti. İDOB’un baritonları arasına katıldı.
“Prof. Jirayr Arslanyan’la müzik analizi, armoni çalıştığım dönemde Kutsal Sunu’yu inceledim. Önemli bir eser olduğunu anladım” diyor Eroyan. “Manas’ın eserin girişine yazdığı notları eşim Fransızca’dan çevirdiğinde pek bir şey anlamadım. Daha sonra arkadaşım Tavityan’la birkaç yıl sürecek analize başladık. Bölümleri inceleyip raporlaştırıp, birbirimize aktarıyorduk. Manas’ın orkestra eserlerini inceleyip üslubunu kavradık. Nihayet Kutsal Sunu’nun seslendirilmesi gerektiğine karar verdik.”

9 şancı ve sanal koro

Kutsal Sunu, pazar duasında icra edilmek üzere koro, solo şancılar ve org için yazılmış. Süresi 84 dakika. Manas, notlarında monotonluğa düşmek istemediğini, bu nedenle özel düzenlemeler yaptığını belirtiyor. Yüksek sesle söyleyen 20-30 kişilik koro yerine sesi ortama homojen dağılacak, saydamlık yaratacak 300 kişilik topluluk hayal etmiş. Gomidas, Yekmalyan ve operetleri nedeniyle “Ermenilerin Verdi’si” lakaplı Çuhacıyan’ın aksine Manas dini müzikte insan sesiyle yetinmeyip org eklemiş.
Eroyan, eserin dört önemli özelliğiyle müzikal değerini ortaya koyduğunu söylüyor: ”Giriş, gelişme, sonuç bölümleri var, evrensel polifoninin tüm özelliklerini barındırıyor, büyük olmasına karşın çok dengeli bir yapıya sahip. Gomidas ve Yekmalyan’ın dini müziğinde göremediğimiz dinamizmi içeriyor. Dinamizm kilisenin dinginliğini sarsmıyor.”
2012’de başlayan iki yıllık analizin ardından kayıt için kaynak arayan Eroyan, eseri kendi imkanlarıyla hazırlamak zorunda kalmış. Görev yaptığı İDOB’dan arkadaşları mezzo soprano Aylin Ateş, soprano Ayten Telek, tenor Ari Edirne, bariton Kevork Tavityan, bas Sevan Şencan ile korolarda çalışan soprano Şuşan Kalataş, tenor Ümit Sakman ve Zaven Ağay’ın seslerini ev stüdyosunda kaydedip, özel bir yazılımla işlemden geçirmiş. Sanal koro elde edip, orgu eklemiş ve hepsini bilgisayarda bir araya getirmiş.
Eroyan miksaj ve mastering işlemlerini de üstlenmiş. Plak çağındaki doğal sesin peşine düşmüş: “Piyasadaki tüm kayıtlarda orta frekanslardaki sesler yükseltiliyor, yani parlatılıyor, güçlendiriliyor; bu arada derinliğini ve sahiciliğini yitiriyor. Ben eski kayıtları andıran, orta tonlarda, derinliğe sahip bir tınıyı seçtim” diyor.
Anadolu’nun ortak ses mirasındaki kayıp parçalardan birini günışığına çıkaran kayıt, koral müzikten hoşlananların ilgiyle dinleyeceği nitelikte. Kutsal Sunu, Surp Agop Hastanesi Vakfı’nın desteğiyle basılıp dinleyiciye ulaştırıldı.
Eroyan’ın sonraki hedefi Manas’ın 5 Anadolu Türküsü’nü Tavityan’la kaydetmek. Ardından, Çarents Müzesi arşivinde bulduğu Manas’ın senfoni ve sinfonietta’sını inceleyip, seslendirmek.
(Serhan Yedig / 14 Ekim 2017 / Hürriyet)

Share.

Leave A Reply

four × 2 =

error: Content is protected !!