Fazıl Say / Mozart’ın sonatlarını opera, film gibi anlatarak çalmak gerekir

0

Fazıl Say, Mozart’ın piyano sonatlarını ilk kaydından 18 yıl sonra tekrar ele aldı. 2015’te, Salzburg’da 18’ini birden kaydetti. Sonatların bestecinin diğer solo piyano eserlerine oranla zayıf kaldığı yolundaki iddialara tepkili. “Kim saçmalamış öyle, bence en güçlü eserleridir, hepsi muhteşem” diyor. Say, 2015 İstanbul Müzik Festivali’nde, sonatları dört konserlik maratonda Heybeliada’dan Bebek’e İstanbul’un dört bir yanına serpti. Konser öncesi Mozart’a yaklaşımını anlatmıştı.

 

Tebrikler… 20 yıl önce genç bir piyanist olarak New York’ta ilk konserini verdiğiniz Carnegie Hall sahnesine geçen hafta  piyanist, şef ve besteci olarak çıktınız. New York Times’ta yayımlanan uzun konser eleştirisinde Türkiye’deki siyasi çalkantı üzerine yazdığınız Oda Senfonisi övüldü. Öte yandan Türkiye’de yaşadığınız sorunlar artıyor. Yurtdışındaki zaferler yurtiçindeki enerji ve moral kaybını dengeliyor mu?
– Türkiye benim memleketim. Memleketimden de  son derece yoğun besleniyorum. Dostlarım burada. Kızım, ailem, hayallerim burada…  Bana sürekli müthiş zorluklar çıkarılıyor, önüme engeller konuyor, sansürler… Bunlar benim için çok üzücü tabii… Ama hayat zorlu bir sınav.. Ben bu sınavı kazanmak istiyorum.
İlginç bir tesadüf, gazetedeki övgüyü, 20 yıl önceki ilk New York konserini “Boogie Woogie Mozart” yorumuyla değerlendiren eleştirmen yazmış, hatta metinde geçmişe link vermiş. Bu kez yazısında Mozart’ın piyano konçertosunda solistlik ve şefliği aynı anda yürütmenize dikkat çekiyordu. 1990’lardan bu yana konser ve albümlerdeki Mozart icraları hakkında aldığınız, hafızanızda kalan en sevindirici ve en üzücü tepkiler hangileriydi?
– Mozart çalmak her zaman doğaldı benim için… Wilhelm Kempff şöyle der, “İyi Mozart çalmak için ya küçük bir çocuk olmak lazım ya da küçük bir çocuğun ruhunda olmak…” Sanırım sadece bu yüzden Mozart’la aramdaki doğal ilişki hiçbir zaman sıkıntıya girmemiştir.
Eleştirilere gelince, hayatımda yüzlerce belki de binlerce defa Mozart çaldığım konserim oldu. Yani binlerce de eleştiri çıkmıştır dünyanın çeşitli yerlerinde… Bunların çoğu pozitif yazılardır… NYT eleştirmeni, sanırım 1995’te ilk New York konserimde, herkesçe bilinen Türk marşı caz uyarlamamı bis parçası olarak çalmaya cüret etmemi eleştirmişti… Bence pişman şimdi… Müzik çünkü sadece ciddiyet değil, kimi zaman da gülümsetmelidir.

Mozart yorumum
18 yılda zenginleşti

Mozart’ın piyano eserleri hakkındaki kişisel değerlendirmeleriniz 1998’de yayımlanan ilk Mozart albümünüz ve Uçak Notları’nda yazdıklarından bu yana önemli bir değişim geçirdi mi? Daha önce fark edemediğiniz, ufkunuzu açan detaylar keşfettiniz mi?
– Tabii, tabii, her gün  yeni bir şey eklenir… Her gün insan değişir, yenilenir… Değişmeyen tek şey değişimdir… 1997’deki kayıtlarımla şimdi çaldığım Mozart’ları karşılaştırdığımızda herkes büyük bir zenginleşme hissedecektir.
Avusturya’da yeni kaydettiğiniz tüm Mozart sonatlarının hazırlığı, kaydı ne kadar sürdü?
–    Tümü 18 sonat. Yani her biri üç bölümden 54 track. Altı CD’ye yayılır… Buna Do Minör 14’üncü sonatın öncesinde çalınması bir nevi zorunlu olan Fantezi de eklenince 55 track… Toplam 6,5 saatlik müzik. 10 günde  kaydettim. Salzburg’daki Mozarteum büyük salonunda, 2014 Temmuzu’nda beş gün, eylülünde iki gün ve 2015 Mart’ında üç gün olmak üzere… Aslında gayet hızlı bir tempoda bir CD’yi dört günde kaydettiklerini düşünürseniz…
Sonatların bestecinin diğer piyano eserleri kadar güçlü olmadığı söylenir. Örneğin Beethoven sonatlarıyla karşılaştırıldığında maceracılık, cesaret açısından geri kaldığını savunanlar var. Hatta Mozart’ın aynı yıllarda yazdığı rondo ile sonatlar arasında ciddi fark olduğu söyleniyor. Mozart’ın diğer piyano eserleriyle karşılaştırıldığında 15 yıllık süreçte yazılmış sonatlar bütünü hakkında müzikal zenginlik, derinlik, yaratıcılık, öyküleme açısından ne söylersiniz?
– Kim saçmalamış öyle? Mozart’ın her eserinde tüm hissiyatlarını bulursunuz; daha iyi veya daha kötü eseri diye bir şey yok. Bence sonatları Mozart’ın  en güçlü eserleridir. Zaten Mozart’ın bir ağaç olduğunu düşünürseniz, 650 eseri o ağacın yapraklarıdır. Bütün eserleri birbirine benzer bir şekilde, kendinden çaldığı da çok olan bir bestecidir.

Akademik icra pasif tınlar

Besteci ve piyanist olarak hangi sonat sizi daha çok etkiliyor, neden?
– Ben 18 sonatın hepsini bir anlatım dizisi olarak görmekteyim… Fark etmez…  Hepsi muhteşem… İnsanlar en çok Türk Marşı olan sonatı bilirler elbette…
Mozart’ın sonatlarını bugüne kadar Glen Gould’dan Uchida’ya pek çok piyanist, birbirlerine iki kutup kadar uzak yorumlarla kaydetti. Bunlar arasında bir kez dinleyip, bir daha duymak istemediğiniz CD var mı? Uçak Notları’nda, Mozart yorumcusunun nota okuyucusu olmaması ve yaratıcılığını sergilemesi gerektiğini söylüyorsunuz. 16 yıl sonra sonatları ikinci kez ele aldığınızda, hangi kriterlerle yola çıkıp, icrada nasıl bir yaklaşımı tercih ettiniz? Aynı yaklaşım İstanbul Festivali konserlerinde de geçerli olacak mı?
– Mozart’ı opera gibi, film gibi anlatarak çalmak lazım kanımca. Akademik ve teknik çalışlar çok pasif tınlar… Yaratıcı olmak lazım, insan ruhunun derinliklerine, şarkılara, opera sahnelerine dalmak lazım… İstanbul’a yaraşır bir şekilde dört ayrı gün , dört ayrı program ile dört ayrı mekanda bu 18 eseri çalacağım. Heybeliada, Süreyya Operası, Boğaziçi Üniversitesi ve Lütfi Kırdar… Her konserde yaklaşık  beş sonat olacak.
Maraton tipi konserlerin size cazip gelen yönü nedir; dinleyici olarak izleyip en çok etkilendiğiniz hangisiydi; bugüne kadar çaldıklarınız arasında en zorlusu hangisiydi, gelecek için hazırlandığınız zorlu maraton programları var mı?
(Soru cevaplanmadı…)
İstanbul Festivali konserlerindeki icralarında anlık esinlere açık olacak mısınız?
– Elbette anlık esinler hep olur. Bakarsınız Heybeliada’da martı korosu eşliğinde Mozart’ın çok güzel bir ağır bölümü, bir Adagio’su denk gelmiş ya da Süreyya Operası’nda bir bakmışsınız, küçük bir çocuk gülmeye başlamış, bence zaten hayatın güzelliği bu, müziğin hayata karışmasındaki güzellik bu.
Resital serisine neden kronolojik sırayla başlayıp, daha sonra karışık programı tercih ettiniz?
– Kronolojik sıraya bence gerek yok. İlk dönem ,orta dönem ve son dönem eserlerinin her birinden örneklerin her bir konserde olması daha büyük zenginlik…
2,3,4’üncü resital programlarında dinleyici hangi duygusal coğrafyalardan geçip, nasıl bir ses yolculuğu yapacak?
– Bence Mozart müziği o kadar insanca ki, her insan Mozart sevebilir, hayatında ilk kez klasik müzik konserine gelmiş birisi de sever…
(Serhan Yedig / Mayıs 2015 / Müzik Söyleşileri)

MOZART’IN ESERLERİ NEDEN SEVİNÇ VE YAŞAM DOLU?

Yazdığı coşku dolu eserlere bakınca, Mozart’ın ne kadar zorlu bir kavganın içinden geldiği pek anlaşılmaz. Yaşam öyküsü acılarla doludur. Hem maddi hem de manevi acılarla. 35 yaşında, yoksulluk içinde ölmüştür. Peki, eserlerindeki sevinç dolu anlatım nereden gelir? Onlar, “zafer öyküleri”dir aslında: İnsan sevgisinin, eşitliğin, özgürlüğün zaferini anlatan dipdiri öyküler… İşte onun için sevinç ve yaşam doludur bu eserler. (Uçak Notları, Syf. 85)

Linkler

Fazıl Say’ın kişisel web sayfası

Fazıl Say’ın Facebook hesabı

Fazıl Say: Her yeni eserimde hırsla hakkımdaki yalanları cevaplıyorum (2011’de klarnet konçertosu üzerine yapılmış söyleşi)

Share.

Leave A Reply

one × 4 =

error: Content is protected !!