Ergican Saydam / Kültürde desantralizasyonu öncelikle gerçekleştirmemiz gerekirdi

0

Ergican Saydam hukuk öğreniminin yanı sıra İBK’da Ferdi Statzer’le çalışmış, mezuniyetinin ardından Münih’te eğitimini sürdürmüştü. Piyanistliğinin yanı sıra uzun yıllar eğitimci, radyo yayıncısı olarak kültüre hizmet etti. 1987’de yayımlanan röportajda, müziği, tiyatroyu üç büyük kentin ötesine taşıyıp tüm ülkeye yaymadıkça kültür savaşında başarılı olunamayacağını savunuyor.

Türkiye’de çoksesli müziğin geçmişinden biraz söz eder misiniz?
– Çoksesli müzik, bizde yeni bir olgu. Abdülmecid Han’la başlıyor. Yani, Osmanlı’da Batılılaşma eğilimleriyle. Ama saraylarda, çok küçük bir zümreye dönük kalıyor. Cumhuriyetle birlikte Atatürk’ün bunu halka yaygınlaştırmaya çalıştığını izliyoruz. Musiki Muallim Mektebi, Ankara Devlet Konservatuvarı açılıyor. İstanbul’da Darüleytam konservatuvar oluyor. Atatürk, çoksesli müziği, kendi kültür politikasının bir parçası olarak koyuyor. Çoksesli müziğin bir uygarlık kriteryumu, bir inkılap olduğunu söylüyor.

Bilim ve kültür birlikte geliştirilmeliydi

Ne ölçüde başarılı olunuyor bu girişimlerde?
– Uygulamada, istenilen sonuçlara varılamadı. Yeterli müzik okulu kurulamadı. Bilim ve kültürün birlikte mütalaa edilemeyişi rol oynuyor bunda. Bilimin gittiği her yere kültür de beraber gitmeli. Bu gerçek görülemedi. Kültürde desantralizasyon, yani adem-i merkeziyetçilik olmadığı için, üniversite şehirlerine, üniversiteyi destekleyecek kültür/sanat kurumlan gidemedi. Birçok üniversite şehri kuruldu, ama bunların tiyatroları, konservatuvarları yok. Çıplak bir üniversite, hepsi o. Bilim/kültür birleşemedi. Yarı kültürlü insanlar yetişiyor bu durumda. Atatürk’ün başlattığı iş de yarım bırakılmış oluyor.
Kültüre devlet desteği sizce yeterli mi?
– Devlet kültürü desteklemiyor, denemez. Ama sadece büyük kentlerde, standart üstü sanatçılar destekleniyor. Ankara, İstanbul, İzmir’de operalar, orkestralar, konservatuvarlar var. Buralarda yetişip evrensel standartlara erişenler oluyor. Devlet yardımı bir ölçüde rol oynuyor, ama bunlar asıl kendi yetenek ve çabalarıyla oraya varıyorlar. Biz yetenekli milletiz. Lokal çalışmalar desteklense, evrenselleşme alanında çok hızlanabiliriz.

Kültür tüm ülkeye yayılmadan evrenselleşemez

Kültürün gelişmesi açısından çok önemli olduğunu vurguladığınız desantralizasyon unsurunu biraz daha açıklar mısınız?
– Bu olay, sosyalist blokta işliyor. Batı Avrupa’da da tamamen yerleşmiş. Fransa bir zamanlar üniversite şehri olarak sadece Sorbonne’Ia övünürken, şimdi taşra üniversiteleriyle gurur duyuyor. Ben Abace-Loraine’in merkezi Metz’de çaldım. Küçük bir şehir. Ama fevkalade bir orkestrası, bir konservatuarı var. Kültürü bir-iki büyük kentin malı olmaktan çıkarmıştır. Onun için evrenselleşiyorlar.
Türkiye’de çoksesli müziğin geleceğine nasıl bakıyorsunuz?
– Bütün tersliklere rağmen çok kötümser değilim. Çünkü artık, konser salonları daha çok doluyor. Halkın ilgisi artıyor. Çoksesli müziğin geleceği açısından umut verici gelişmeler var. Şunu belirtmeliyim: TRT yaygın bir eğitim aracı. Çocuk/gençlik koroları kuruyor TRT. Çok düzeyli korolar bunlar. Bu çalışmalar bölge radyolarına da kaydırılsa, desantralizasyonu TRT kendi içinde başlatabilse, son derece önemli bir adım atılır. İnsanlarımızın yerel, tek sesli, basit, yoz müzikten kendilerini kurtarmalarında öncü rol oynayabilir TRT.
(Erdal Çetin / 2 Ocak 1987 / Cumhuriyet)

Linkler

Ergican Saydam hakkında açılan web sitesi

Share.

Leave A Reply

ten + nine =

error: Content is protected !!