Necil Kazım Akses / Behçet Kemal Çağlar’ın şiiri eserimden esinlenmiştir

0

1938’de İstiklal Savaşı ve Türklerin hürriyet mücadelesini anlatmak için “Ankara Kalesi”ni bestelemişti Necil Kazım Akses. Çoğu kişi eserin Behçet Kemal Çağlar’ın şiirinden esinlendiğini sanır. Akses’in söylediğine bakılırsa durum tam tersi…

 

Ankara Kalesi’ni bestelemek nereden aklınıza geldi?
– 1938 yılında askere giderken, o vakit umum müdürüm Cevat Dursunoğlu “İstiklal Savaşı’nı müzikle ifade etmeye, anlatmaya çalışan biri şimdiye kadar çıkmadı” dedi. “Öyle bir eser yaz ki Türklerin hürriyet mücadelesi dile gelsin.” O vakit bu tavsiyeyi ne kadar büyük bir sempatiyle karşıladığımı hâlâ hatırlarım. Hatta vazife bildim, emir telakki ettim. O kadar bağlıydım Cevat Dursunoğlu’na. Ve böylelikle Ankara Kalesi’nin ilk taslakları 1938-39 yıllarında yedek subay okulunda hazırlandı. Askerlik hizmetim bittikten sonra senfonik şiire son şeklini verdim. 1942 yılında partisyon tamamlandı.
Hatırladığım kadarıyla eserin ilk seslendirilişi de aynı yıla rastlıyor…
– Evet. O zamanlar Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın şefi Dr. Ernest Praetorius’du. Notaları ona verdim. Böylelikle Ankara Kalesi ilk defa 1942 yılında Ankara Radyosu’nda çalınmış oldu. Büyük bir davet yapmışlardı. Konsere Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de gelmişti.
Orkestranın yorumundan memnun kaldınız mı?
– Elbette. Böyle yeni bir eser ilk defa çıkıyordu orkestranın karşısına ama sıkı bir çalışmayla bütün güçlükleri yenmişlerdi. Ben de sonuçtan çok memnun olmuştum.
Eseriniz ondan sonra bir daha çalınmadı değil mi?
– Türkiye’de çalınmadı ama 1943 yılında Berlin’de çalındı.
Eserin partisyonunda Behçet Kemal Çağlar’ın aynı isimli bir şiiri kullanılmış. Eserle şiirin ilgisi nedir, ondan esinlenerek mi bestelediniz? Bu metni senfonik şiirin programı olarak kabul edebilir miyiz?
– Aslında şiirle müzik arasında ters bir bağlantı var. Şiirden esinlenerek müzik değil, müzikten esinlenerek şiir yazıldı. Behçet Kemal Çağlar, Ankara Kalesi’nin Ankara Radyosu’ndaki ilk çalınışında hazır bulunmuştu. Geçen yıl ona “Hem eseri biliyorsun, hem de eserle anlatmak istediklerimi” dedim. Bu konuda müziğe program olabilecek bir şiir yazmasını istedim. Behçet Kemal Çağlar’ın şiiri müziğe o kadar yakıştı, o kadar yakın düştü ki, şiirin bütününü hemen partisyonun birinci sayfasına geçiriverdim.
(Röportajcı belirsiz/ 1966/Ankara Filarmoni Dergisi/ Arşiv çalışması, redaksiyon: Serhan Yedig)

Linkler

Vikipedi biyografisi

Share.

Leave A Reply

one × 1 =

error: Content is protected !!