Aristomenis Kaliviotis / Mübadiller günümüz Yunan müziğini derinden etkiledi

0

İnşaat mühendisi Aristomenis Kaliviotis, 37 yıldır rembetika kayıtları topluyor. Koleksiyonculukla yetinmedi, İzmir’in müzik geçmişini araştırdı. Sanatçısından, müzikholüne, plak firmalarına kenti incelediği “İzmir Rumlarının Müziği 1900-1922” geçen ay YKY’den yayımlandı. Kaliviotis “Çağdaş Yunan müziğinde Anadolu göçmenlerinin etkisi büyük” diyor.

 

 İzmir’in müzik geçmişi neden ilginizi çekti, ailenizin herhangi bir bağı var mı?
– Ailemde hiç mübadil ya da göçmen yok. 1975’ten bu yana rembetika şarkılarını dinliyorum. Bu müzikle ilgili eski plak, fotoğraf, belge topluyorum. Bu ilgi beni Anadolu Rumlarının kent halk müziği smerneika’ya ve 1922 öncesi İzmir müziğine yönlendirdi. Böylece 1900’lere, İstanbul’daki ilk gramofon kayıtlarına kadar uzanan süreci araştırmaya başladım. Yıllar geçtikçe o kadar çok doküman topladım ki, çekmecemde saklı bu bilgilerin meraklılarıyla paylaşılması gerekiyordu. Sonunda kitap yazmaya karar verdim. Şunu özellikle belirtmem gerekir ki tüm bu çalışmayı mesleğimden arta kalan zamanda sevgiyle ve hobi olarak yürüttüm.
Siz bu kitabı internetin henüz yaygınlaşmadığı dönemde, 1990’ların başında hazırlamıştınız. İlgili kişilere, özel bilgilere nasıl ulaştınız?
– Günümüzde araştırmacı ve koleksiyoncular için internet büyük kolaylık. Ben rembetika üzerine toplantılar ve dostlar kanalıyla kaynaklara ulaştım. Örneğin Hugo Strotbaum’la 1990’da Atina’da tanıştım. “Şarkta Dakikada 78 Devrim” adlı kitabını hazırlıyordu. Koleksiyonculardan ismimi duymuş. Bir gün Karditsa’daki evimin kapısı çalındı. Bana Yunanca “Ben Hollanda’dan Hugo, sizinle aynı tutkuyu paylaşıyoruz” dedi. O gün, bu gündür dostuz. Bilgi, belgelerimizi paylaşırız. Önsözde belirttiğim gibi, yardımı olmadan bu kitabı hazırlayamazdım. Bugün, internet çağında bile 1900-1922 döneminden materyali bulmak çok zor, bu nedenle de çok pahalı.

Cemal Ünlü’nün jesti beni çok şaşırttı

Göçmen dernekleri size yardım etti mi?
– Mübadiller e-mail grupları yardımıyla sürekli iletişim halinde. Buna rağmen kitap için malzeme ararken yardım alamadım. Ellerinde hiç doküman yok. Çünkü mübadiller evlerinden ayrılırken yanlarına gramofon, plak alamamış. Ayrıca ben araştırmaya başladığımda birinci kuşak ölmüştü. Bu nedenle değerli bilgiler de kaybolmuştu. Sadece “İzmirliler Derneği”nin elinde veriler vardı, bunlar da dijital değildi.
Türkiye’den koleksiyoner ve müzik araştırmacılarıyla iletişiminiz var mı, yardım alabildiniz mi?
– Cemal Ünlü’yle tanıştım, beni Üsküdar’daki antikacılara götürdü, taşplaklar aldık. Hatta öyle güzel plaklar bulduk ki, bunlar arasından önce benim seçim yapmama izin vererek beni çok şaşırttı. Tutkulu koleksiyoncular arasında böyle olaylara pek sık rastlanmaz. Ayrıca yakınlarda kitabımın çevirmeni Yılmaz Okyay, Karditsa’daki evime ziyarete geldi, tanıştık.
Araştırmanız sırasında sürpriz yaşadınız mı?
– 1982’de Volos’ta yaşlı bir plakçının raflarına bakarken çok nadide bir smirneiko şarkısı “Bournovalia”yı gördüm. Sevinçten zıplayıp, satın almak istediğimi söyledim. “Plaklara bakarken bu kadar hevesli görünme. Tüccar olsam çok para isterdim. Bu kadar tutkulu olduğun için sana bedava veriyorum. Benim için pek önemli değil, sen gençsin ve ona değer kazandıracaksın” dedi. Bir başka etkileyici olayı 1985’te, Atina’da, Adrianau Caddesi’nde, bodrumdaki bir antikacıda yaşadım. Birkaç taşplak seçtim, fakat param yetmedi. Sahibi Kostas Sokaras’a kapora bırakıp, plakları ayırmasını istedim. Plakları almamı, sonraki gelişimde ödememi söyledi. Çok şaşırdım. “Nereden biliyorsunuz ödeyeceğimi” deyince kollarını sıvadı. Dahau Nazi Kampı’nın damgasını gösterdi. “Hayatta çok şey gördüm” dedi. Dondum, kaldım… Bununla birlikte aldatıldığım da oldu. Bir eskici, etiketini değiştirdiği plakları sattı örneğin…

Yunan müziği gelişimini Anadolu’ya borçlu

Hacıdakis “Yunan müziği yaşadığı devrimi mubadillere ve rembetikoya borçludur” demişti. Görüşüne katılıyor musunuz?
– Kesinlikle doğru. 1980’de iki Yunan müzik araştırmacısı, P. Kounadis ve S. Papaioannu, rembetika şarkıları dahil Anadolu Rumlarının kent halk müziği konusunda bir dizi makale yazmıştı. Beni araştırmaya teşvik eden de bu makalelerdir. Anadolu müziği rembetikayı, o da gününün Yunan müziğini etkiledi. Biz bu şarkılara ilk kuşak rembetika demeliyiz bence. Çoğu rembetika dans şarkısı, zeibekika ya da hasapika’dır. Günümüz Yunan Ulusal Marşı (zeibekiko) ve hasapiko doğrudan Anadolu kökenli danslar. Tüm bu bağlantılar 1922 sonrasında Anadolu’dan göçenlerin günümüz Yunan müziğini ne kadar derinden etkilediğini ortaya koyuyor.
Emilios Savvidis üzerine de bir kitap yazmışsınız. Tüm rebetler arasında neden onu seçtiniz?
– Yetenekli Yunan bestecilerden biriydi. 1930’larda “Hashiklidika Rembetika” adlı bir şarkı yazmıştı. 1937’de Diktatör Metaxas esrardan, içkiden bahseden tüm bu şarkıları yasakladı. Bunun üzerine Savvidis, diktatörlüğe karşı şarkılar yazmaya başladı. Muhtemelen tek kaygısı sesini duyurmaktı. Bu olayı basın taraması sırasında buldum. Yasaklandığı için kaydı yapılmayan bazı hashiklika rembetika türünde şarkılar da ortaya çıktı. Bulgularımı kitaplaştırdım.

Keşke yeni kitaplarım Türkiye’de yayımlansa

 Samos’un (Sisam) müziği ve kültürü üzerine kitabınızı diğer Yunan adaları izleyecek mi?
– İzmir, Mısır ve Atina’da çok meşhur olan şarkıcı Ioannis Moutsos ve Amerika’ya giden klarnetçi Kostas Sevastakis hakkında iki biyografi hazırlamıştım. Her ikisi de Sisamlıydı. Bu iki adalı hakkında konuşma yapmak için Sisam’a davet edildiğimde ses çıkaran, enstrüman gibi de kullanılabilen çocuk oyuncaklarıyla ilgili bir araştırma yaptım. Bu da adalılar tarafından yayımlandı. Geçen yıl emekli oldum, müzik araştırmalarına daha fazla zaman ayırabiliyorum. Şimdi Anadolu kökenli şarkıların adalar müziğine etkisi üzerine bir kitap hazırlayacağım.
Yakında yayımlanacak çalışmanız var mı?
– İki kitap yayımlanmayı bekliyor. İlkinde 1900’den günümüze 50 Rum Anadolu kent halk şarkısını inceledim. Bu şarkıların günümüz Yunan müziğini nasıl etkilediğini anlatıyorum. Diğeri ise Osmanlı Selanik’inde 1900-1912 arasında kaydedilen, yayımlanan plaklar üzerine. Ekonomik kriz nedeniyle yayınları gecikti, keşke ilk baskıları Türkiye’de yapılabilse.
Türk müzikologlara, araştırmacılara, koleksiyonerlere bir mesajınız var mı?
– Anadolu’daki diğer etnik azınlıkların müziklerini kitabımda yansıtamadığım için üzgünüm. Çünkü yeterince malzeme bulamadım. Keşke Türk müzikologlar ve koleksiyonerler bir araya gelse, benim İzmir Rum müziği üzerine yaptığım araştırmanın benzerini diğer etnik gruplar için yapsa, bu kültür kaybolmadan kayıt altına alınsa. Bu sayede 1922 öncesinde Anadolu’daki müzikal mozaik tüm boyutlarıyla ortaya konulabilir.

(Serhan Yedig / 17 Mart 2013 / Hürriyet)

Share.

Leave A Reply

ten + thirteen =

error: Content is protected !!