Yesari Asım / Terkipli güfte yazmam

0

1932’de, yıldızının parladığı günlerde Vakit gazetesinde yayımlanan röportajda Yesari Asım Bey bestelerinde ağdalı dilden uzak durduğunu, eserlerinde güncel olaylardan yola çıkmak yerine hayal dünyasını yansıttığını anlatıyor.

Yesari Asım Bey, musiki ile söylemek, çalmak, yazmak ve bestelemek gibi üç-dört koldan alakadar… Fakat bu alakası en çok bestelemekte ortaya çıkıyor. Piyasanın en geçer şarkıları, halk tarafından en tutulan besteleri kendisinindir. Mesela: “Adalardan bir yar gelir bizlere” şarkısı gibi.

Henüz hayli genç bulunan bu artist musikiye nasıl başladığını şöyle anlattı:

“Babam Tuna havalisinde Berkofçe kasabasında doğmuş. 93 Harbi’nde oradan göçüp Drama’ya gelmiş ve orada Türk Ahmet Ağa Ailesi’ne katılmış. Ticaretle uğraşırdı. Prensip sahibiydi. Drama’da, Berkofçalı Ömer Lütfü namıyla tanınırdı. Nihayet 1328’de Balkan Harbi bizi İstanbul’a sürükledi. İstanbul’da kısa süre kaldıktan sonra babamın memleketlileri daha ziyade Adapazarı’nda toplandıklarından biz de oraya gittik. Musikiye burada başladım. Babamın tutuculuğuna karşın bırakamadım. Dinine çok bağlı bir adamdı. Nitekim udu kucağımda gördüğünde müthiş kızar ve “Yine mi o telli tekneyi eline aldın” diye beni azarlardı.

Çocukların arasında evvelce en çok beni sever, benden hoşlanırken (çünkü pek küçükken güzel ezan okurdum. Hatta okulda haşarılığım yüzünden cezalandırıldığımda ezan okuyuşumun kazandırdığı aferin ve ödüllerini geçer akçe olarak kullanıp cuma hapislerinden kurtulurdum!), yani beni kendi yolunda yetiştirmeyi hedeflerken kader beni musikiyle arkadaş etti ve dolayısıyla babamla aramızdaki o taşkın sevgi hararetini kaybetti.

Buna karşın çevremden gördüğüm teşvik üzerine hiç kimseden destek istemeden, delicesine çalışmak suretiyle bir süre müzik faaliyetlerimi yürüttüm. Beş – altı sene bu şekilde çalıştıktan sonra biraz da musikinin özü hakkında bilgilenmek ihtiyacını hissettim.

Notaya başladım. Faydalı bazı fasılları meşk ettim. Usuller ve makamlar hakkında fikirler ve kanaatler edindim.

İlk bestenizi ne zaman yaptınız?

– Beş sene önce küçük bir Bursa gezisinden döndükten sonra. Bu bestem kürdili hicazkar makamındaydı. Güftesi şöyle başlıyordu: “Kedersiz hiç coşar, ağlar, taşar mı kalbi naşadım!”

Ne kadar kazanıyorsunuz? Kaç eseriniz var?

– Geçinecek kadar… Beş seneden beri özel olarak bu işle uğraşıyorum. 60 küsur eser çıkardım. “Adalar şarkısı”, “Açmazsan eğer”, “Sevda yaratan” şarkıları bunların arasında…

Beste yaparken günün olaylarıyla sanat açısından ilgilenir misiniz?

– Hayal gücüme renk veren, süsleyen canlı ve cansız manzaraları mümkün olduğunca natürel objektifimden kaçırmam. Hayal gücüm dışında eser işlemem.

Şarkılarınızın güftesini kim yazıyor?

– Musikimizde müstamel vezinlere hakim olduğumdan kısmen kendim yazıyorum.

Şarkılarımızın çoğu ağdalı bir lisanla yazılıyor, sade dille yazmayı deniyor musunuz?

– Terkipli güfte hiç yazmam. Fakat yazmamakla birlikte zevkimi tutanları benimserim.

Mesleğiniz sizi memnun ediyor mu?

– “Asude olayım dersen eğer, gelme cihana…” Bununla birlikte çok şikayetçi değilim.

Peki bu memnuniyetsizliğinizin sebebi nedir?

– Çünkü yorulduğumuza değmiyor. Çalışmamın karşılığını aynı oranda göremiyorum. Avrupa’da halkın tuttuğu bir eser bestecisini her noktadan tatmin eder. Halbuki, benim besteciliğe başladığım tarihten bugüne kadar bestelediğim eserlerin yarısı halk tarafından çok ilgi gördü. Buna rağmen kazanç açısından bakıldığında gelirim çok önemsiz boyutta.

Bestelerinizi seslendirenler arasında en çok kimi beğeniyorsunuz?

– Bestelerimi en başarılı okuyanlar mı? Bu işlerde fazla çeşitlilik olduğu için okuma her solistin zevkine, kişiliğine göre değişiyor. Bu açıdan her artistin zevkini, tabiat ve janrını kollamak lazım. Eser beğenilirse bunu kimin janrına daha uygun geleceği o vakit düşünülür. Aksi doğal akışı zorlamak olurdu…

(İmzasız metin / 26 Ekim 1932 / Vakit gazetesi / Arşiv çalışması: Zeynep Erdoğan / Dizgi, redaksiyon: Serhan Yedig)

Linkler

Yesari Asım Arsoy / Tüm bestelerimi eşit oranda severim (1951)

Yesari Asım Arsoy / Türk musikisinde en kolay şey okuyucu ve besteci olmak, müzisyenliğe yanaşanlar yok denecek kadar az (1953)

Yesari Asım Arsoy / Şarkılarım hangi sanatçı için yaratıldıklarını bildirir

Yesari Asım Arsoy / Aşksız bestekarlık olamaz

Share.

Leave A Reply

nine + two =

error: Content is protected !!