Sumru Ağıryürüyen / Bu albüm, uzaklardaki umut ışığına sükun içinde bir bakış

0

Mozaik grubunun kurucularından biriydi Sumru Ağıryürüyen. 1980’lerde başlayan müzik serüveni, İstanbul Gelişim, Yeni Türkü, Ezginin Günlüğü ve Muammer Ketençoğlu’nun topluluğunda devam etti. İlk albümünü gitarcı Tanju Duru’nun teşvikiyle 2000 yılında hazırlamaya başlamıştı. İkiliye daha sonra Akın Eldes, Erkan Oğur, Ayşe Tütüncü, Yurdal Tokçan gibi müzikçiler de destek verdi. Tartışıp deneyip, besteleri dinlendirip tam yedi yılda tamamlanan albüm, önceki hafta piyasaya çıktı. “Issız”ın bir takım çalışmasını olduğunu söyleyen Sumru Ağıryürüyen “Tüm müzikçiler albüme kendilerinden çok şey kattı. Ben de iç sesimi, hayata dair düşüncelerimi yansıtmaya çalıştım” diyor.

 

Eğer günün birinde karşınıza “Issız”ı eksen alan bir roman çıkarsa şaşırmayın. Albümün sekiz yıllık oluşum süreci, öncesindeki 10 yıl, birbirine bağlanan, zengin roman malzemesi içeren sayısız öyküyle dolu: Sumru Ağıryürüyen, Tanju Duru ve albüme enstrümanlarıyla, fikirleriyle katılan diğer müzikçilerin kişisel serüvenleri; doğumlar, keşifler, buluşmalar; duraklamalar, hayal kırıklıkları, beklenen ve hiç umulmadık anda gelen ölümler; yeni umutlar, yeni başlangıçlar…
Oysa Sumru Ağıryürüyen, Issız’dan bahsederken, “çok fazla konuşan” bir albüm olmaması için özel çaba gösterildiğini anlatıyor. “Şarkı sözlerinin, enstrüman çeşitliliğinin, düzenlemelerin mümkün olduğunca sade, albümün az ve öz olmasına çalıştık” diyor. Romansı uzun süreç, ardındaki öyküler sadece albümün “kod adı”nda kalmış. “Tanju Duru , albüme Demli adını takmıştı. Uzun, kimi zaman bıktırıcı hale gelen bu süreç aramızda espriye dönüşmüştü. Tanju’yu kaybettikten sonra, eksikleri tamamlayıp yayımlanması gündeme geldiğinde, Issız adını verdim. Albümdeki bestemden yola çıkarak bu ismi seçtiğimde, CD’nin kapağı tamamlandığında Türkiye’de Issız Adam fenomeni daha yaşanmamıştı. Film çok popüler hale geldiğinde, bu çağrışımı engellemek için albümün adını değiştirmeyi düşündüm. Fakat tüm hazırlıklar tamamlanmıştı, çok geç kalmıştık.”

Erkan Oğur Çin kemanı çaldı

1983’te, Mozaik topluluğuyla verdiği ilk konseri milat kabul edersek, Sumru Ağıryürüyen’in müzik serüveni 25 yılı buldu. İlk solo albümün bu kadar gecikmesi biraz tercih, biraz da koşulların sonucu. “Bugüne kadar farklı gruplarla çalışmak, iyi bir müziğin içinde doğru bir nota olmak yetti bana, bu nedenle solo albüm yapma telaşına kapılmadım. Söyleyecek sözü olan, özgün bir çalışma için beklemeyi tercih ettim” diyor Ağıryürüyen. İlk kez, Kıbrıs’ta yaşadığı dönemde, tam tarihiyle söylemek gerekirse, kızı Talya’nın doğduğu 1989’da kendi iç sesini yansıtan şarkılar söylemek istemiş. Mozaik’ten arkadaşı Ayşe Tütüncü’yle çalışmaya başlamış. “Yazdığım şarkı sözlerini mektupla İstanbul’a, Ayşe’ye gönderiyordum. Evimizde telefon yoktu. Girne’deki Dome Otel’in önündeki telefon kulübesinden Ayşe’yi arıyordum. Bana telefonda beste taslaklarını çalıyor, üstüne tartışıyorduk. Hazırladığımız beş şarkıyı, Ayşe’nin stüdyosunda kaydedip, prodükörlere sunulacak bir albüm taslağı oluşturduk. Ancak aynı dönemde Ayşe, kendi çalışmalarına yöneldi, bu proje yarıda kaldı.”
İkinci kez kollarını sıvayıp, kendi şarkılarını söyleme çabasına giriştiğinde aradan 11 yıl geçmişti. Ezginin Günlüğü’nden arkadaşı, gitarcı Tanju Duru‘yla önce albümün genel yaklaşımını konuştular. Pop kategorisinde değerlendirilebilecek bir albüm yerine, farklı açılımlar getirecek bir müziğe ulaşmanın yollarını aradılar. Stüdyoda, konser koşullarında kaydedilecekti. Teknolojinin nimetlerinden yararlanıp “kes, yapıştır” yöntemiyle cilalanmayacak, samimiyeti korunacaktı. Akustik olacaktı.
İlk kayıtlar 2003’te Tanju Duru’nun stüdyosunda yapıldı. “Zaman zaman sürtüşerek, kimi zaman bir yıla kadar süren uzun aralar vererek çalışmayı sürdürdük. İkimiz de profesyonel işlerimizden arta kalan zamanı bu albüme ayırdık, ayrıca birlikte çalışmak istediğimiz müzikçi arkadaşlarımızın uygun zamanlarını bekledik, bu nedenle hazırlık süresi uzadı.”
Issız’ın kayıtları geçen yıl eylül ayında son aşamaya gelmişti. Tanju Duru, albüme son şeklini vermeden önce yürüyüşe gittiği Aladağlar’da hayatını kaybedince bir kez daha çalışmalar askıya alındı. Ancak Duru’nun anısına, onun son çalışmasını yayımlamak için kadrodaki tüm müzikçiler kasım ayında bir kez daha buluştu. Emir Ersoy, Ayşe Tütüncü, Akın Eldes ‘in çabasıyla son miksaj tamamlanıp, Issız yayına hazır hale getirildi.
Albümdeki sekiz şarkıdan ikisinin söz ve müziği Sumru Ağıryürüyen’e ait. Sözlerini yazdığı üç şarkıyı da Ayşe Tütüncü, Tanju Duru ve Özgür Salıcı bestelemiş. Kadrodaki 17 müzikçinin herbiri, gönüllü olarak yer almış projede. Şarkılara küçük sürprizler yerleştirilmiş. Örneğin Erkan Oğur , “Terk Edilmiş Kent”te Çin kemanıyla Doğu’nun kapılarını aralıyor. Yurdal Tokçan “Gecesefası”ndaki ut taksimiyle geçmişte kalan asude hayatları anımsatıyor. Tanju Duru’yu, Beyaz Gece’de Sumru Ağıryürüyen’le özdeşleşen mandolin, Toprak’ta Erkan Oğur’la özdeşleşen e-bow’la duyuyoruz.

Pırıltıları keşfetme yolu

Dibe vurdukça kendini avaz avaz eğlenceye veren bir toplumda, sesi az sayıda kulağa ulaşacak türden bir albüm Issız: Şarkıları, sonbaharın renkleriyle bezenmiş, kristal berraklığında seslerle örülmüş, derin düşüncelere gömülmüş. “Neşeli ezgileri dinlemeyi, söylemeyi çok seviyorum. Ancak sıra kendi müziğime gelince iç sesimi kullanmayı tercih ettim. Şarkıları kendi kendime söylermiş gibi seslendirdim” diyor Ağıryürüyen.
Peki neden Issız, bu kadar gürültülü bir hayatta ne işe yarar ıssızlık?
“Kişisel tarihime, dünyanın yaşadığı sürece baktığımda çok kolay sayılamayacak dönemlerden geçtiğimizi görüyorum. Albümde bunun izleri var: Yorgunluklar, küskünlükler, kırgınlıklar. Bu nedenle neşeli bir albüm değil. Ama umutsuz değilim, Issız’daki müzik de umutsuz değil. Issızlık kişisel bir duygu olduğu kadar, ortak yalnızlık ve ıssızlık duygusu olabileceği kanısındayım. Bu albüm, uzaklarda parlayan küçük umut ışığına, sükun içinde bir bakış. Hayatımızdaki küçük pırıltılar sükunet ve ıssızlıkta daha belirginleşebilir. Küçük pırıltıları keşfedebilmek, kavrayabilmek için öncelikle kendi ıssızlıklarımıza çekilmek gerekiyor.”
Issız’ın kapağında, sekiz şarkının herbirinin ismi Türkçe’nin yanı sıra Balkan çağrışımlı bir dilde yazılmış. Nedeni: “İngilizce kullanmak içimden gelmedi. Dillerin hegamonyasını kabul etmeyen kişilerce yaratılan, kültürlerarası saygıyı ifade eden Esperanto’yu kullandım.”
Sumru Ağıryürüyen, farklı topluluklarla çalışmalarını birlikte yürütüyor. İstanbul Sazendeleri’nde konserler veriyor. Türkiye’de konuşulan dillerdeki şarkıları içeren, Türk müziği enstrümanlarıyla yorumlanan “Yolu İstanbul’dan Geçen Şarkılar” repertuvarının geliştirilmesi için çalışıyor. Issız’ın yeni çalışmaların kapısını aralamasını umuyor. “Bu repertuvar, ruhuyla içeriğiyle yeni çalışmalara ilham kaynağı olabilir. Konsere taşınabilir” diyor.

                                                      10 YAŞINDA MANDOLİNLE BAŞLADI
Sumru Ağıryürüyen (50), Fransızca öğretmeni, müziksever bir çiftin çocuğu. Babası keman çalıyor, annesi koroda şarkı söylüyordu. Ankara’da doğdu. 12 yaşından itibaren İstanbul’da yaşadı. Lisede ve sonrasında Boğaziçi Üniversitesi’nde sosyoloji öğrenimi görürken tiyatroyla ilgilendi. 10 yaşında babasından mandolin çalmayı öğrenmişti, üniversitede Ayşe Tütüncü, Ezel Akay, Serdar Ateşer, Saruhan Erim’le birlikte Mozaik topluluğunu kurduklarında vokalistliği üstlendi. Aynı zamanda B.Ü Müzik Kulübü’nde Emin İgüs’le Türk Halk Müziği eksenli çalışmalar yaptı. 1984’te Mozaik’ten ayrılıp, İstanbul Gelişim Orkestrası’nın solistleri arasına katıldı. Nükhet Aruca, Jeyan Erpi’yle oluşturdukları vokal üçlüsüyle Ajda Pekkan, Sezen Aksu’nun projelerinde yer aldı. Yeni Türkü, Bulutsuzluk Özlemi, “Ezginin Günlüğü’nün albümlerine, konserlerine sesiyle katıldı. Muammer Ketençoğlu topluluğunda çalıştı. Anadolu’daki tüm dillerde sevda türkülerini seslendiren “Üç Kadın” projesinde, Kumdan Kaleler topluluğunun ilk albümünde yer aldı. Bir yandan da çeşitli yayınevlerinde redaktörlük, çevirmenlik yaptı. Son üç yıldır Kadıköy’deki Gitar Kafe’de alternatif müzikçileri, müzikseverlerle buluşturuyor.
(Serhan Yedig / 1 Mart 2009 / Hürriyet)

© Bu metnin tüm yayın hakları saklıdır, kısmen dahi olsa izinsiz alıntı yapılamaz.

Linkler

Sumru Ağıryürüyen’in kişisel web sayfası

Facebook hesabı

Share.

Leave A Reply

seventeen + fourteen =

error: Content is protected !!