Arto Tunçboyacıyan / Karada giden umut gemisi

0

Denizi olmayan ülkenin donanması, donanması olmayan ülkenin donanma bandosu olur mu? Arto Tunçboyacıyan gibi muzip bir müzikçiye fırsat verilirse bal gibi olur. Uzun zamandır New York’ta yaşayan ve Al DiMeola, Joe Zawinul, Dino Saluzzi, Oregon gibi birçok ünlü usta ve grupla çalışan ünlü perkusyoncu, birbirinden yetenekli 14 Erivanlı genç müzikçiyi bir araya getirerek Armenian Navy Band’i kurdu. Ve 2000 Temmuzu’nda, ABD’de sürprizlerle dolu bir albüm yayımladı. Çevirdik telefonu, karada giden umut gemisini anlatmasını istedik.

Arto Tunçboyacıyan

Sizin Ermeni Donanma Bandosu’nu duyana kadar, Ermenilerin de Lazlar gibi denizcilikte iddialı olduğunu bilmiyorduk…
– (Gülüyor) Ermeniler sadece iyi yemek yapmada, güzel şarkı söylemede maharetli… Biliyorsunuz ne Ermenistan’da ne de Ermenilerin bir zamanlar Anadolu’da yoğun olarak yaşadığı topraklarda deniz var. Zaten espri de burada…
Yani denizi olmayan ülkenin denizci bandosu, diyorsunuz. Demokrasi olmayan ülkenin adalet bakanı gibi…
– Hiçbir politik gönderme yok bu albümde. Askerlikle de ilgisi yok. Dikkat çekmesi için gruba bu ismi seçtik. Dağı olmayan ülkenin, dağcılık kulübü gibi. Herkes duyunca şaşırıyor, Ermeniler bile… İsim amacına ulaştı.

İzleyiciler deniz oldu

Peki albüm kapağındaki, gemi neyin nesi, karaya mı oturmuş yoksa karada mı gidiyor? Bir de peşinde koşturan seytan var galiba.
– Gemi çağrışıma açık bir sembol. Nuh’un Gemisi olarak da düşünülebilir. Ama asıl anlatmak istediğim dürüstlük, karşılıklı saygı, sevgi gibi değerlerle yüklü bir geminin karada bile gidebileceği, her iklime, her kültüre ulaşabileceği. Geminin kapısı bu değerleri benimseyen herkese açık. Peşinden koşan şeytan ise geminin içindekilere bir uyarı: Kötülüklere karşı hazırlıklı olmaları, geriye değil hep ileriye bakmaları için. Dileğim, tüm dünyada insanların birbirine güven duyacağı bir ortamın yaratılması. İnsanlar birbirlerini oldukları gibi kabul etsinler, tüm dünya memleketleri olsun. Armenian Navy Band de bu amaçla kuruldu. Geçen ay Avrupa’nın yedi ülkesinde 24 konser verdik. Dinleyicilerin olumlu tepkisi mesajın yerine ulaştığını gösterdi.. Sanki izleyiciler gemi için deniz oldu, müzikle dostluğa yelken açtık.

Tayfalar nasıl bir araya geldi?
– 1997’de ilk kez Erivan’a gittim. Çok yetenekli müzikçilerle karşılaştım. Birlikte konser verdik. Çok etkilendim ve geri dönüp bir grup kurmaya karar verdim. 1998’de grubu kurduk. Üyeler konservatuvar mezunu çok yetenekli gençler. Dudukçu ile zurnacımızı Amerika’ya götürdüm, Paul Winter’la konser verdik ve çok ilgi çektiler. Erivan’da yaptığımız amatör kaydı menejerime dinletince çok etkilendi. Erivan’a gelip grup üyeleriyle tanıştı. Onları dinlerken ağladı. Sonra albümü yayımlamaya karar verdi.
Kadro genişleyecek mi?
– Expo 2000 fuarında bir kadın kanuncu, klarnet ve kemençecinin katılımıyla konser verdik. Çok etkileyici bir tını elde ettik. Aslında idealim Türkiye’den müzikçileri de gruba katıp United Nations Navy Band gibi dev bir grup kurmak. Fakat sponsor bulmadan bu projeyi gerçekleştirmek güç. Albümde, Ermeni ezgilerinin, göz yaşartan duduk sololarının arasına metalik gitar çığlıkları, latin ritmleri giriyor.
Geminiz hangi müzikal coğrafyaları dolaşacak?
– Düzelteyim: Geleneksel Anadolu ezgileri bunlar. Ermenistan’da çaldığımda onlara çok farklı geliyor. Ben avandgarde folk diyorum müziğime. Özünü kaybetmeden her coğrafyaya, kültüre girebilen bir müzik bu. İçinde bugünün sesleri de var. Yaşadıklarımın izlerini taşıyor. Albümdeki beste ve düzenlemeler benim ama grup üyeleri müziğe ruhlarını katıyor. Mesela 10 dolarlık gitarla o müthiş soloyu yapan Hovak Alaverdian, Erivan Konservatuvarı’nda klasik kompozisyon öğrencisi. Şükran Günü’nde yaşananlarla gırgır geçtiğim ‘Masadan Kaçan Hindi’de Gevork Daloghian’ın duduk solosu da müthiş. Kendilerini bu grupta kısıtlanmadan ifade edebiliyorlar.

Türkiye’ye de gelecekler

Ermeni Bahriye Bandosu Türkiye’ye de uğrayacak mı?
– Ekimde bir Avrupa turnesi düşünüyoruz. İstanbul’a da geleceğiz. İmaj için bir albüm kaydetmeyi düşünüyoruz. Fırsat bulabilirsek konser de vereceğiz.
Grup dışındaki çalışmalarınız nasıl gidiyor?
– Saksofoncu Paul Winter’la kaydettiğim ‘Everyday Is a New Life’ adlı albümüm ekimde Amerika’da yayımlanacak. Geçen hafta Al DiMeola’nın yeni albümü için kayıt yaptık. Kısa süre sonra piyasaya çıkacak. Geçen ay Night Ark’la İngiltere, Almanya ve İtalya’da konserler verdik. Amerikalı müzikçilerle Walking Fish adlı bir grup kurmaya hazırlanıyorum. Konserler ve stüdyo çalışmalarıyla geçiyor günler.

(Serhan Yedig / 3 Temmuz 2000 / Hürriyet)

Share.

Leave A Reply

seven + two =

error: Content is protected !!