Dulce Pontes / İsyankar fadoların modern yorumcusu

0

Fadonun geri gelmeyen denizcilerin eşleri, kızları, sevgililerinin okyanus kıyısında söylediği ağıtlardın çıktığı rivayet edilir. Bu yüzden kederlidir, kadercidir. Oysa 1970 doğumlu Dulce Pontes isyankar bir popçu üslubuyla söylüyor şarkılarını. Konservatuvar eğitimli sesini ilk kez Portekiz’i temsil ettiği 1991 Eurovision’unda duymuştuk. Yarışmayı kazanamamış, ama şarkısı Belçika’da yayınlanınca ünlü olmuştu. Sonraki 10 yılda beş albümü yayımlandı. Son dördünde fado söylüyordu. Şarkısı Richard Gere’ın oynadığı “Primal Fear/İlk korku” adlı filmde kullanıldıktan sonra ününe ün kattı. Ünlü tenor Roberto Allagna’yla konserler verdi. İlk kez 1990’ların başında Eurovision Türkiye Elemeleri için Türkiye’ye gelmiş, canlı yayında bir şarkı okumuştu. 2000 Eylülü’nde Yapı Kredi Sanat Festivali için İstanbul’a geleceğini öğrenince telefonun başına geçtik, fadoları ve müzik serüvenini konuştuk.

Sahne serüveniniz komedi oyunculuğuyla başladı. Sonra şarkıcılığı ve fadoyu seçtiniz. Kahkahalardan hüzne, gözyaşına geçmek zor olmadı mı?
– Aslında oyunculuk benim için büyük sahne tecrübesi oldu. Dinleyiciyle iletişim kurmayı öğrendim. Gözlerinin içine bakma cesaretini kazandım. Sahnede hüzünlü şarkılar söylerken bile şarkı aralarında dinleyiciyi güldürecek espriler yapabiliyorum rahatlıkla.
İnternet sayfanızda okuduğuma göre, şarkılarınızın sözlerini anlamamalarına karşın Japonlar bile sizi dinlerken ağlıyor. Dinleyicileri ağlatırken hiç vicdanınız sızlamıyor mu?
– Aman tanrım, tabi ki hayır (gülüyor). Şarkı söylemek bir tür iç deprem. İçinizi açıp duyguları ortaya koyuyorsunuz. Her seferinde duygular farklı biçimde, estetize edilmiş haliyle ortaya çıkıyor. Yani içimdeki hüznü insanların üstüne boca etmiyorum. Ayrıca konserden sonra kulise gelip ağladığını söyleyenlere hep şunu sorarım: Şimdi kendinizi daha iyi hissediyor musunuz? Cevap hep evet olur.

Sadece fado söylemiyor

Portekiz ve fadonun çağdaş temsilcileri denince akla hemen Madredeus topluluğu ve Türkiye’de konser veren Misia geliyor. Onlarda hüzün, sizde meydan okuyan bir tavır var. Farklılık nereden kaynaklanıyor?
Madredeus, Portekiz müziğinin Ortaçağ’daki köklerini irdeliyor. Misia ise fadonun geleneksel yolundan yürüyor. Ben sadece fado söylemiyorum. Portekiz’de fadonun yanı sıra zengin bir folklorik kültür söz konusu. Bunların tümünden yararlanmaya çalışıyorum. Ruhunu koruyarak yeni anlatım yolları arıyorum. Kuşaklar, üsluplar arasında kesişme noktalarını arıyorum. Çok kültürlülüğü irdeliyorum.
Peki alt kültürün sesi olan Lizbon fadosu mu, üniversite fadosu mu daha yakın size?
– İki gelenek de bana çok yakın. Son albümde Annem Fado adlı parçayı bestelerken bu düşünceden yola çıkmıştım.
Yeni albüm “O Primerio Canto” konserinize de adını vermiş. Bu albümdeki yaklaşım hakkında neler söylemek istersiniz?
– Bu albümde evrenin temeli olan dört elementi ön plana çıkarırken amacım bir bileşim aramaktı. Yaklaşık iki yıl sürdü ön hazırlık. Epey araştırma yapmam gerekti. Çok eski geleneksel ezgilerden modern ezgilere kadar birçok farklı öge var içinde. Ayrıca gözlemlerim, hayat tecrübelerim de. Dünyanın dört bir yanından müzikçilerle çaldım prodüktörlüğünü de kendim gerçekleştirdim. Ve bestelerimi seslendirdiğim ilk denemem oldu.

Her konser son gibidir

Wayne Shorter ve Trilok Gurtu gibi cazcılar da katılmış gruba. Caza ne kadar yakınsınız?
– Bir caz tutkunu olduğumu söyleyebilirim. Cazın temel özelliklerinden doğaçlamaya müziğimde yer veriyorum.
Misia fado söylerken ruhundaki yaraların iyileştiğini, büyülü bir süreç yaşadığını söylemişti. Sizin için de aynı şeyi söz konusu mu?
– Şarkı söylerken sesim sanki bana ait olmaktan çıkıyor. Sahnede tamamen çıplak kaldığımı ve herkesin sesi olduğumu hissediyorum. Hayatımın en mutlu dakikaları bunlar. Dinleyicilerle ortak bir ses oluyor. Bu en doğru iletişim biçimi olmalı. Kendi acılarına kapanarak insan iletişim kuramaz ki. İnsan kendini açmalı. Belki son kez söylüyorsun. Benim için her konser son konser gibidir, verebildiğimce vermek isterim dinleyiciye.
İstanbul konserinde repertuarınızda neler olacak, kimler eşlik edecek?
– Son saate kadar repertuara kesin olarak karar vermem. Ama son albümden parçalar ağırlıklı olarak yer alacak. Dört element arasında yolculuğa çıkaracağım dinleyicileri. Ama diğer albümlerden tanınmış, sevilen parçalarımı da seslendireceğim.
(Serhan Yedig / 4 Ekim 2001 / Hürriyet)

Linkler

Kişisel web sayfası

Wikipedi biyografisi

Share.

Leave A Reply

1 × 3 =

error: Content is protected !!