Veriko Çumburidze / Antrenman için Wieniawski Yarışması’na katıldım, derece bile beklemiyordum

0

Ginette Neveu, Igor Oyştrah gibi kemancıları gençliklerinde şöhrete kavuşturan Uluslararası Wieniawski Keman Yarışması’nı 2016’da 20 yaşındaki Mersin doğumlu Gürcü kemancı Veriko Çumburidze (Tchumburidze) kazandı. Almanya’da öğrenimini sürdüren genç kemancı yeni repertuvar seçimi sırasında yarışma programlarına odaklandığını, Wieniawski Yarışması’na bu amaçla antrenman için girdiğini söylüyor. “Final dahil, hiçbir turda yarışma sonunda dereceye girebileceğim umudunu taşımadım” diyor. Çumburidze, Berlin’den yarışma sürecini, hedeflerini, hayallerini anlattı.

Yarışmaya katılmaya ne zaman karar verdiniz, hazırlığınız ne kadar sürdü?
– Münih’te birlikte çalıştığım hocam Ana Chumachenco‘yla geçen yıl yeni repertuvar araştırması yapıyorduk. Yarışma programlarına çalışmayı önerdi. 2015 Kasımı’nda, bu amaçla gelecek bir yıl içindeki alternatiflerden oluşan bir liste hazırladım. Bazılarının tarihi çok yakındı, eledik. Bazılarının programı ilgimi çekmedi. Wieniawski Yarışması’nın repertuvarı bana cazip geldi. Maxim Vengerov programda önemli değişiklikler yapmıştı. Örneğin birinci turda virtüözite öne çıkmış, ikinci tura Kreisler eklenmiş, Bach üçüncü tura alınmıştı. Stil ve analiz açısından ilginç bir programdı, bunu seçtik. Önemli olan repertuvarıma yeni eserlerin girmesiydi. Yarışmaya katılma sebebim ise sadece antrenmandı. Zaten bu kararı verdiğim dönemde konserlerim vardı. Güher Süher Pekinel’in başlattığı proje kapsamında oluşturulan oda müziği üçlümüz Trio Arte’yle çalışmalarımı sürdürüyordum. Aralık ayında Wieniawski Yarışması repertuvarına başlamakla birlikte, birçok kesinti yaşadım. Tamamen yarışma odaklı çalışmaya ancak nisanda başlayabildim.
Yarışma kaç eser istemişti, hangilerini öğrenmeniz gerekiyordu?
– İsviçre’deki ön elemede Mendelssohn’un keman konçertosundan birinci bölümü, Paganini’nin 15’inci, Wieniawski’nin 4’üncü kaprislerini çaldım. Yeni öğrendiğim tek eser Franck’ın sonatıydı.
Poznan’daki ilk turda 5 eserden 4’ü yeniydi: Wieniawski’nin “Scherzo Tarantelle”sini çocukluğumda öğrenmiştim, fakat hatırlamam gerekti. Şimanovski’nin re minör “Romans”ını, Nathan Milstein’in virtüöz eseri “Paganiniana”, Wieniawski’nin “Staccato” adlı kaprisini öğrenmem gerekti. Beethoven sonatlarının tümünü öğrenmemiz istenmişti. Yarışmadan bir gün önce hangi sonatı çalacağımız bildirilecekti. Benden Kreutzer Sonat’ın 3. bölümünü istediler.
İkinci turda önceden bildiğim tek eser Hannofer Yarışması’nda çaldığım Joachim’in “Romans”ıydı. Frank’ın keman-piyano sonatı ile Kreisler’in Çingene Kaprisi yeni eserlerdi.
Üçüncü turda istenen Mozart’ın 5. Keman Konçertosu’nu daha önce birkaç kez çalmıştım. Senfoni Konçertant’ını ise öğrendim. Hatta yeterli prova yapamadan konsere çıktım. Bach’ın bir sonat ya da partitasından 5 dakikalık bölüm istenmişti. Sol minör sonattan birinci bölümü çaldım.
Finalde Wieniawski’nin birinci, Şostakoviç’in keman konçertosunu çaldım. Şostakoviç’i 4 yıl önce Çukurova Senfoni ile çalmıştım, hocamla üstünden geçtik, yeniden öğrenmiş gibi oldum. Wieniawski’nin konçertosunu ise 10 yıl önce, çocukluğumda çalmıştım, yeniden ele almam gerekti.

Vengerov’un tavsiyesiyle
eksiklerimi tamamladım

Finale kadar hangi süreçlerden geçtiniz?
– İsviçre’deki ön eleme halka açıktı. Jüri, Vengerov ve Zakhar Bron’dan oluşuyordu. 50 kişi yarışmaya katılmaya hak kazandı. Sonuçlar haziranda açıklandı. Fakat yarışma sırasında Vengerov, sahneden inen adaylarla kuliste kısa görüşmeler yaptı. Kendilerini geliştirmeleri gereken noktalarla ilgili bilgiler verdi. Bana da çok güzel şeyler söyledi. Vibrato, ses tonuyla ilgili ipuçları verdi. Yarışmaya kadar bu konulara çalıştım, eksiklerimi düzelttim. Polonya’ya, Poznan’a giderken ağırlıklı olarak ilk iki turun programına odaklanmıştım. Bunları geçince finale yoğunlaştım.
Strad dergisinden öğrendiğimize göre, finalistler arasında iki öğrencisi yer alan ünlü eğitimci Zakhar Bron yarışma boyunca her turda elenmeniz için büyük çaba sarf etmiş. Oysa ön elemede öğrencisi Vengerov’la iki seçiciden biriydi, daha işin başında önünüzü kesebilirdi. Tuhaf değil mi bu durum?
– Zakhar Bron’la hiç çalışmadım, tanışmadım. Jüride yaşananları daha sonra Strad dergisinde okuduğumda çok şaşırdım. Uçurumun kıyısından döndüğümü gördüm. Biz yarışmacılar bunları fark etmedik. Üçüncü turda değerlendirme epeyce uzun sürdü. Açıklama için sahneye çıkan jürideki tuhaflık dikkat çekiciydi: Hepsi çok gergindi. Muhtemelen ciddi tartışma yaşanmıştı. Jüri Başkanı Vengerov açıklamasında ilk kez finalde 6 yerine 7 adayın yarışacağını söyledi. Orkestra ve canlı yayın yapacak TV’nin onayını almaları gerekmişti. İsmini vermediği iki adayın eşit oy aldığını, her ikisinin de finale seçildiğini belirtti. Meğer bu adaylardan biri benmişim.
Yarışmaya antrenman için girmiştiniz, fakat eleme turlarını geçtikçe iş ciddiye binmiş olmalı. Hangi aşamada dereceye girme umudu belirdi?
– Hocam Ana Chumachenco, yarışmaya hazırlık çalışmasına başlarken “kesinlikle derece bekleme, önemli olan deneyim kazanmak” demişti. Jürilerin tartışmalı kararlar verebildiğini,  kulis faaliyetlerinin sonuçları etkileyebileceğini söyleyip çok umutlanmamam için beni hazırlamıştı. Doğrusunu söylemek gerekirse, başlangıçta bu yarışmaya girmek istemiyordum. Korkuyordum. Büyük yarışma deneyimim yoktu. Sadece Hannover ve Çaykovski yarışmalarına katılmıştım. Bu nedenle, final dahil Wieniawski Yarışması’nın hiçbir aşamasında dereceye girme umudu taşımadan çaldım.

Yeni kemana alıştım
arşem hâlâ sorunlu

Eleme turlarında şans, şanssızlık olarak nitelediğiniz olaylar nelerdi? Örneğin yeni aldığınız antika kemana yeterince alışabilmiş miydiniz?
– Hamburg’da yarışma sayılabilecek bir organizasyona katıldım. 28 Şubat’ta, 1756 yapımı Jean Baptiste Godalini yapımı keman verildi. 6 ayda çok çok iyi olmasa da tanıyabilmiştim. Fakat asıl sorun arşemdeydi. Bu kemana uygun iyi bir arşeye ihtiyacım vardı, araştıracak zaman yoktu. Final öncesinde tatsız bir sürpriz yaşadım: Finalistlerin açıklandığı gece, ikinci gün çalacağım söylendi. Rahatladım, çünkü önümde iki gün vardı. Ertesi sabah kalktığımda bir kez daha kontrol ettim. İsmim ilk günün listesindeydi! İki konçertoyu son kez gözden geçirmek için bir gün kalmıştı… Provaya 1,5 saat ayrılmıştı. Yeterli olmadı, sonuçtan memnun kalmadım. 14.30’da prova bitti, 18.00’de final başlayacaktı. Yemekten sonra konsere çıkmadan son kez baktım. Zihnimi yarışmadan uzaklaştırıp, iyi icraya odakladım. Kendimi motive etmem gerekti. “Bu bir spor değil, müzik, dinleyiciye bunu göstereceğim, ben bunu yapabilirim” dedim. Sahneye çıkmadan 2 saat önce şefle eserin kritik bölümleri üzerine bir kez daha konuştuk. Üçüncü finalist olarak sahneye çıktığımda saat 22.00’ye geliyordu. Poznan Filarmoni Orkestrası ve izleyici için geç sayılabilecek bir saatti. Tamamen eserlerlere odaklandım. Dinleyiciyle iletişim kurarak kendimi en iyi şekilde ifade etmeye çalıştım. Şostakoviç’in konçertosu çok zor bir eser, sahnede epeyce gergindim. Çünkü, yeterli prova yapılmazsa, orkestrayla kopma ihtimali yüksek. Riskli pasajlarda şefle göz teması kurup riski azaltmaya çalıştım. Eserin en derin noktalarına ulaştığım bölüm kadans oldu.
Finaldeki Şostakoviç yorumunuzu You Tube’den binlerce kişi izlemiş, çok güzel yorumlar yapılmış. Siz izlediniz mi, nasıl buldunuz, CD’ye dönüşmesini arzu eder misiniz?
– Enerjimi istediğim şekilde iletebilmiş, istediğim yorumu ortaya koyabilmişim. Biraz daha provayla çok daha iyi olabilirdi. Örneğin birinci bölümde heyecanım seziliyor. 2 ve 4’üncü bölümde orkestrayla kopma riskinin kıyısına gelmişim. Yine de konser CD’sinin yayımlanması gündeme gelirse sevinirim.
Rakiplerinizi izlediniz mi, onların durumu sizi etkiledi mi?
– Finale kalanların hepsi benden deneyimliydi. İkisi birbiri ardına büyük yarışmalara giriyordu, isimlerini duymuştum. Dikkatimin dağılmaması, kendi çalışmama daha rahat odaklanabilmem için diğer yarışmacıları finalde dinlemedim.

Sahne korkusunun en iyi ilacı prova

Yarışmaya antrenman düşüncesiyle girmeniz aşırı gerilim, heyecan, sahne korkusu gibi negatif unsurları ortadan kaldırıp sizi birinciliğe ulaştırmış olabilir mi?
– Büyük bir beklentim yoktu, önemli olan müzik yapmak, bunu paylaşmaktı. Beni en çok geren nokta, her turun sonunda kurbanlık koyun gibi sonucun açıklanmasını beklemekti… Sahnede heyecanlanıyorum, fakat sahne korkusu hiç yaşamadım. Şunu öğrendim ki bir eseri konser öncesinde üç kez çalmak, sahne korkusunun en iyi ilacı.
Yorumcu ve yarışmacı olarak bu süreçten ne gibi dersler çıkardınız?
– Her genç yorumcu en az bir kez denemeli. Harika bir öğrenme süreci oldu. Günde 12 saat çalışmak yetmiyor. Düşünerek, kendimi keşfederek hazırlandım. İyi bildiğim eserlerin icrasında bile yeni detaylar buldum. İyi hazırlanmanın önemini bir kez daha gördüm.
Birincilik açıklandıktan sonra sürpriz mesajlar aldınız mı?
– En şaşırtan mesajlar geçmişte katıldığım yarışmalarda tanıştığım müzikçilerden, Hannofer’de katıldığım yarışmanın organizasyonunda yer alan bir hanımdan geldi. Beni çoktan unutmuş olmaları gerekirdi…
Sizi en çok mutlu eden konser teklifi?
– Verbier Festivali…
Bunun dışında hangi önemli konserler gündeme geldi?
– Polonya ve Rusya’da sekiz orkestralı konser verdim. Bunlardan biri de St. Petersburg’daydı. Toplam 5 kez Wieniawski, 3 kez Şostakoviç konçertosunu çaldım. Ciddi sorumluluk getiren pek çok konser teklifi geldi. Avustralya’da Melbourne Senfoni’yle konser vereceğim. Schleswig-Holstein Müzik Festivali’nde, Çin’de çalacağım… Henüz tüm konser tekliflerini değerlendiremedim…
Örneğin 130 konser teklifi gelirse hepsini kabul edecek misiniz?
– (Gülüyor) Polonya’daki son konser turnesinde vücudumu çok yorduğumda konserlerin kalitesinin düştüğünü gördüm. Teklifleri değerlendirirken kendimi korumaya çalışacağım.

Saygun’un konçertosunu çalışmaya başlayacağım

2017 gündeminizde başka yarışma var mı?
– Kemanla ilgili hayattaki en büyük isteğim mümkün olduğunca çok konser vermek, dinleyiciyle iletişim kurmak. Kazandığım birincilik bana önümüzdeki bir yılda bu imkanı sağlarsa diğer yarışmalara katılmam gerekmeyecek.
Peki, gönlünüzde yatan başka bir yarışma var mı?
– Geçmişteki hayalim Belçika’daki Kraliçe Elisabeth Yarışması’ydı. Fakat artık böyle bir hayalim, önceliğim yok.
Repertuvarınızda kaç konçerto var, hangi dönem ağırlıkta?
– Kesin sayı veremeyeceğim. 10’u geçti. Romantik Dönem ağırlıkta: Brahms, Berlioz, Çaykovski, Wieniawski… Klasik Dönem’den Mozart, Barok Dönem’den Bach… Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler projesi kapsamında kurduğum Arte Trio ile oda müziği repertuvarım da genişledi. Şu anda başlıca çabam üçlü repertuvarındaki temel eserleri tamamlamak…
Öncelikle öğrenmek istediğiniz eserler?
Adnan Saygun’un konçertosu… Gelecek yıl Türkiye’de çalacağım… Fırsat bulabilsem Beethoven ve Bartok’un 2’nci konçertosunu öğrenmek isterdim.
Öğrenim sırasındaki zorunluluklar dışında, repertuvarınızı hangi yönde geliştirmeyi planlıyorsunuz?
– Motivasyonu yüksek bir öğrenciydim hep. Eğitim programının dışındaki eserleri de öğrenmeye çalıştım. Kimi zaman yeterli deneyim kazanmadan bazı eserleri öğrenmenin risklerini de yaşadım. Yine de yılmadım. Şu anda hocam Ana Chumachenco’nun önerileri doğrultusunda repertuvar oluşturuyorum. Arzu ettiğim eserleri birlikte değerlendirip, bana uygun olanlarını seçiyoruz.

Tercihim oda müziği

Oda müziği mi, orkestra mı size daha yakın geliyor?
– Cevap size biraz garip gelebilir: Dinleyici olarak orkestra müziğini çok seviyorum. Fakat orkestrayla konser vermek konusunda hiçbir zaman çok istekli olmadım… Gönlüm oda müziğinde.
Kendinizi hangi yönde geliştirmeyi planlıyorsunuz?
– Her iki alanda birden gelişmeye çalışacağım.
Önümüzdeki 5 yıl için öncelikli hedefleriniz?
– Okulumu bitirmek, mümkün olduğunca çok konser vermek.
Başarınızda Mersin ve Devlet Konservatuvarı’nın da payı olduğunu düşünüyor musunuz; vicdan borcunuzu ödemek için özel bir çabanız olacak mı?
– Mersin benim evim. Çocukluğum orada geçti. Pek çok şey öğrendim. Türkiye’de sağlanan imkanlar sayesinde bugünkü durumuma ulaştım. Üniversitem ya da Türkiye’deki herhangi bir müzik kurumu, müzikçi yardım talep ederse elimden geleni yaparım.
(Serhan Yedig / Aralık 2016 / Opus Dergisi)

Az kalsın sahnede doğuyordu

Gürcü kemancı, pedagog Lili ile obuacı David Çumburidze (Tchumburidze), 1995’te Mersin Devlet Operası Orkestrası’nda bir sezon çalışmak üzere Türkiye’ye gelmişti. Mersin’i seven çift Türkiye’ye yerleşti. Konservatuvarda ders vermeye başladı, Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’na katıldı. Lili Çumburidze, genç kuşağın parlak kemancılarından Hasan Gökçe Yorgun, Ali Can Süner gibi isimleri yetiştirdi. 1996’da, Suna Kan’ın solist olarak katıldığı Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası konseri sırasında az kalsın sahnede doğum yapacaktı. Veriko annesinin o gün ciddi bir risk atlattığını söylüyor:
“Babamın uyarısına karşın konsere gitmiş. İcra sırasında su gelmeye başlamış. Türkçesi yetersiz olduğu için derdini anlatamamış. Sadece ‘su’ sözcüğünü söyleyebilmiş. İçmesi için su getirmişler. Bir süre sonra durum anlaşılınca ambulansla hastaneye kaldırılmış, ben doğmuşum.”
Veriko’nun müzikten önceki tutkusu dans. 2 yaşında balerin olmak istiyordu. Fizyolojik yapısı baleye uygun bulunmayınca ilgisi müziğe yöneldi. 3 yaşından itibaren kemana tutkuyla bağlandı.
“Çok ısrar ettiğim halde annem kemana çok erken yaşta başlamamı istemedi. Zamanın gelmesini beklemeyi tercih etti. Beni konserlere götürürdü. Bir konser sırasında ‘ben de keman çalmak istiyorum’ diye feryat edince 4 yaşında mecburen derslere başladık. Annem özellikle çocuk müzik eğitiminde mükemmel bir öğretmendir. Eğlenerek, oynayarak öğrendim keman çalmayı.”
İlköğretimini sürdürürken, 6’ıncı sınıfta Mersin Sanat Lisesi’nde Selahattin Yünkuş ile resmi müzik eğitimine başladı. 11 yaşından itibaren, yan enstrüman olarak piyano dersleri aldı. Bu arada obua çalmayı denedi.
2004’te Gülden Turalı Ulusal Keman Yarışması’nda, 2006’da Gürcistan Ulusal Yarışması’nda, 2012’de 18 yaş altı Çaykovski Keman Yarışması’nda birinci oldu.
2010’da Güher-Süher Pekinel’in “Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler” bursu kapsamına alındı. 2010-2014 arasında Viyana’da Dora Schwarzberg ile çalışması sağlandı. 2013’te BİFO eşliğinde 41’inci İstanbul Müzik Festivali’nin açılış konserini verdi.
2014’te Münih Müzik ve Tiyatro Okulu’nda Ana Chumachenco ile ön lisans öğrenimine başladı. (**) 2015’te Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan mezun oldu. Bu yıl şubat ayında düzenlenen 24. Wettbewerb des Deutschen Musikinstrumentenfonds” Yarışması’nda 51 müzisyen arasından seçilerek, “Deutsches Musikleben Vakfı” tarafından sağlanan 1756 Giambattista Guadagnini yapımı bir keman ile çalmaya hak kazandı. Yaz aylarında Moskova’da düzenlenen 15. Çaykovski Keman Yarışması’nda finale kalan 25 aday arasında 14’üncü oldu.
İlk albümünü 2015 sonbaharında Howard Griffiths yönetimindeki Münih Oda Orkestrası’yla kaydetti. Anton ve Paul Wranitzky için hazırlanan albümde, Anton Wranitzky’nin do majör keman konçertosunu yorumladı. CD’yi Almanya’da Sony yayımladı. Brandenburg Oda Orkestrası’nın Griffiths yönetiminde kaydettiği albümde ise John Williams’ın “Schindler List” adlı eserini seslendirdi. CD’yi Rondeau/Klangiogo Leipzig firması yayımladı.
Opera ve şan sanatına hep ilgi duydu. Fırsat bulursa şan dersleri almak istiyor, son dönemde barok kemanı öğrenmeye çalışıyor. Klasik Türk Müziği’ni bilmenin kendisine zenginlik kazandırdığını söylüyor. Latin ve Küba müziğini dinlemekle birlikte özellikle caza meraklı. Doğaçlama fikri cazip gelse de henüz bu alanda kendisini deneyecek fırsat bulamadı.
Veriko’nun entelektüel açıdan beslendiği kaynaklar opera ve bale. Müzik dışındaki başlıca ilgi alanı kitap. Rus klasikleriyle başlayıp, okuma uğraşını farklı alanlarda sürdürmüş. Yarışma, sınav gibi gergin dönemlerde stresten uzaklaşmak için polisiye, macera türünde kitapları tercih ediyor. Yüzmekten zevk aldığı halde düzenli spora zaman bulamamaktan şikayetçi. Zihnini rahatlatacak dağ yürüyüşleri yapmayı, yogaya başlamayı, farklı kültürleri keşfedeceği seyahate çıkmayı hayal ediyor.
Veriko’nun 16 yaşındaki kardeşi Sofiko da keman çalıyor. 2010’da 4. Gülden Turalı Ulusal Keman Yarışması’nda yaş kategorisinde birincilik kazandı. Mersin Konservatuvarı’nda annesiyle öğrenimini sürdürüyor.
(*) 71 yaşındaki Chumachenco, Yehudi Menuhin, Joseph Szigeti, Sandor Vegh gibi ustaların öğrencisi. 17 yaşında Carl Flesch yarışmasında birinci oldu. Ardından Queen Elisabeth Yarışması’nda gümüş madalya kazandı. 2010’da Jean Sibelius ve 1997’de Queen Elisabeth yarışmalarında jüri üyeliği yaptı.

Zakhar Bron’un gazabı

Elvin Hoca, Maxim Vengerov, Zakhar Bron

Kazakistan doğumlu kemancı Zakhar Bron (68), yıldızların hocası olarak anılıyor. 1977’de, 7’nci Wieniawski Yarışması’nda üçüncülük alacak kadar başarılı bir virtüözken eğitimciliğe yöneldi.  Novosibirsk’te özel ders verdiği dönemde yetiştirdiği Vadim Repin ve Maxim Vengerov 1980’lerin sonunda şöhret basamaklarını hızla tırmanmaya başladığında Bron’un da yıldızı birden parladı. Vadim Guzman, Daniel Hope gibi isimler listeye eklendikçe şöhreti arttı. 1987’de İngiltere’deki Kraliyet Müzik Akademisi’nin kadrosuna katıldı. Ardından Rotterdam Konservatuvarı, Lübeck Müzik Okulu, Madrid Reina Sofia Konservatuvarı, Köln Müzik Okulu’nda ders verdi. Birçok önemli yarışmanın jürisinde yer aldı. Bron’un Zürih’te kendi adını taşıyan okulu, oda orkestrası, genç yıldızların organizasyonlarını üstlenen menajerlik firması bulunuyor. Ayrıca, kendi adına festival düzenliyor. Kişisel web sayfası ve Facebook sayfasını ağırlıklı olarak öğrencilerinin başarılarını, uluslararası yarışmalardaki derecelerini duyurmak için kullanıyor. Bron’un web sayfasında tanıttığı 25 öğrencisi arasında Türkiye’den Elvin Hoca Ganiyev yer alıyor.
Bu yıl Polonya’nın Poznan kentinde 15’inci kez düzenlenen Wieniawski Yarışması’nın onursal jüri başkanı besteci Krzysztof Penderecki’ydi. Jüri başkanlığını ise tüm organizasyonu şekillendiren Maxim Vengerov üstlenmişti. Vengerov, yarışmaya başvuran gençleri farklı kıtalardaki dört kentte düzenlenen ön elemelerde bizzat kendisi dinleyerek seçmişti. Jürinin diğer 12 jüri üyesi önde gelen virtüözler ve eğitimcilerden oluşuyordu: Alena Baeva, Zakhar Bron, Bartosz Bryła, Ilya Gringolts, Dong-Suk Kang, Konstanty Andrzej Kulka, Marios Papadopoulos, Mayumi Seiler, Kyoko Takezawa, Akiko Tatsumi, Vera Tsu ve Peter Zazofsky.
Yarışmanın ilk turuna seçilen 52 adaydan 40’ı katıldı. Bunlardan 9’u Bron’un öğrencisiydi. Vengerov ve Bryla’nın ikişer, Gringolts’un bir öğrencisi de listede yer alıyordu. Dört öğretmen, öğrencileri için oy kullanmadı.
Yarışma 8 Ekim’de başladı. Sonuçlar 23 Ekim’de açıklandı. İkinciliği 25 yaşındaki Güney Koreli Bomsori Kim, 22 yaşındaki Japon Seiji Okamoto paylaştı. Dördüncülüğü ABD’den 26 yaşındaki Luke Hsu, beşinciliği Tayvan’dan 25 yaşıdaki Richard Lin kazandı. Ertesi gün Zakhar Bron, Polonya Radyosu’nda yaptığı açıklamayla, jürinin kapalı kapılar ardında yaşadığı ciddi tartışmaların ilk işaretini verdi. 9 öğrencisinden hiçbiri dereceye giremeyen Bron, katıldığı programda nezaketi bir kenara bırakıp yarışmanın prestijini zedeleyen açıklamalar yaptı. 26 Ekim’de Strad Dergisi’nin web sitesinde yer alan habere göre, “Jürinin pek çok kararı hatalıydı” demişti. “Finalistlerden iki ya da üçü çok iyi müzikçi, diğerleri yarışmanın bu aşamasına kadar yükselmeyi bile hak etmiyor” diye eklemişti. Facebook sayfasında ise ikinci turda elenen öğrencilerinden Mono Hattori ve Eva Rabchevska’nın yarışma videolarını paylaştı…
4 Kasım’da Wieniawski Yarışması’nın web sayfasında tüm turların jüri oyları detaylarıyla yayımlandığında kapalı kapılar ardında yaşanan çatışma gün ışığına çıktı. Bron, ilk üç aşamada Veriko Çumburidze’nin bir üst tura geçmemesi için hep “hayır” oyu kullanmıştı. Finalde ise beşinciliği layık bulmuştu. Birinciliği Bomsori Kim’e vermişti (*). Buna karşın, Türkiye’de de konserler veren virtüöz İlya Gringoltsz dahil 7 jüri üyesinin birincisi Çumburidze’ydi. Bron’un birincilik verdiği Kim’e, Gringoltz 6’ncılığı layık görmüştü!
Jüri Başkanı Vengerov, üçüncü tur hariç Çumburidze’ye hep “evet” oyu vermişti. Finalde, adaylardan Maria Wloszczowska öğrencisi olduğu için hiç oy kullanmamıştı. Jüri başkanı sıfatıyla hak kazandığı ekstra oy hakkını sadece bir kez, ikinci turda, Bryla’nın öğrencisi Celina Kotz için kullanmıştı.
Wieniawski Yarışması’nca hazırlanan, bu yılın jüri ve yarışmacılarını tanıtan özel dergiye de jürideki huzursuzluk yansımıştı (**). Satır aralarındaki yorumlarda jürinin yetkinliği sorgulanıyordu. Yazılarıyla finali değerlendiren iki Polonyalı müzik eleştirmeninden Jakup Puchalski “Yarışmacılardan Okamoto’nun Mozart yorumunu dinledikten sonra nasıl finale kaldığını anlamakta zorlanıyorum” diye yazmıştı. Dorota Szwarcman bu yargıyı “Üçüncü turdaki icrasını dinledikten sonra onu finalde görmek beni çok şaşırttı” ifadesiyle destekliyordu. Her iki eleştirmen de Polonyalı aday Maria Wloszczowska’nın yetersiz kalmasından, birinciliği kaçırmasından duydukları üzüntüyü ifade etmekten kaçınmamıştı.
Wieniawski Yarışması Yöneticisi Andrzej Wituski ise “15’inci yarışmamız tamamen Vengerov’un elinden çıktı. Eğer bir kişi tüm katılımcıları kendi seçerse, aldığı kararın sorumluluğunu da taşır” diyordu… Hemen ardından “Sezgileri çok güçlü” yorumunu ekleyip, sözlerini dengeliyordu.
(*) Güney Koreli Kim Bomsori, bu yıl 15’inci Çaykovski Keman Yarışması’nda beşinci oldu.
(**) Derginin İngilizce versiyonunu Wieniawski Yarışmasının web sayfasından okuyabilirsiniz (www.wieniawski-competition.com).

MAXIM VENGEROV

Kişilik sahibi, harika müzikçiler yarıştı

Yarışmanın bu yılki düzeyi hakkında ne düşünüyorsunuz?
– Pek çok yarışma gördüm. Şunu söylemeliyim ki bu yılki yarışmadan büyük gurur duyuyorum. Çünkü icrada sadece teknik düzey yüksekliği söz konusu değildi. Harika müzikçiler, harika karakterler geçti sahneden. Kimi zaman yarışmaların final aşamasında çok güzel çalanlara rastlıyoruz, fakat açık söylemek gerekirse kişilik sahibi yorum duyamıyoruz. Bu finalde bizi kimse karakter sahibi müzikçi eksikliğiyle suçlayamaz, buna eminim. Ayrıca bu yarışmada Yeni Zelanda’dan Amerika’ya neredeyse tüm kıtalardan yarışmacı olduğu için çok şanslıydık.
Bunun nedeni aday seçiminin dünyanın farklı köşelerindeki dört farklı kentte yapılması, öyle değil mi?
– Kuşkusuz. Aday ön seçimi fırsatını elde ettiğim için çok şanslıydım. Muhtemelen düzeyin yüksekliğinde bunun da payı var. Çünkü adayların ön seçimini video ya da ses kaydından yaptığınızda, öncelikle kayıt kalitesi konusunda sorun yaşayabiliyorsunuz. Ayrıca aday defalarca kayıt yapıp, en iyisini göndermiş olabilir. Bu yarışmada başvuru sahipleri bizzat benim önümde çaldı. Yeteneklerini bizzat değerlendirdim. Dinleme aşamasından sonra her biriyle konuşma, müzikal serüvenlerini öğrenme fırsatı elde ettim. Büyük bir yarışmaya ne kadar hazırlıklı olduklarını değerlendirdim. Hangi yönlerden kendilerini geliştirmeleri gerektiği konusunda tavsiyelerde bulundum. Seçilenler yarışma için Poznan’a geldiklerinde önerilerim doğrultusunda çalışmış, bir adım daha ilerlemişti. Çoğu müthiş bir ilerleme sağlamıştı. Zaten tam amacım onlara rehberlik yapmaktı.
Organizasyon ve genel atmosfer konusunda beklentileriniz gerçekleşti mi?
– Çok şanslıyız. Wieniawski Yarışması süresince organizasyon, görevliler, basın tarafından adeta şımartıldık. Atmosferin tamamına bakınca bunun müthiş bir etkinlik olduğunu görüyoruz. Dünyadaki tüm yarışmaların sembolü oldu.
(Festival dergisinden alınmıştır. Röportajcı: Malgorzata Pawlowska)

LİLİ ÇUMBURİDZE

Tek sorunumuz inatçılığıydı

Kızım Veriko’yu, konservatuvarda bir sınıf konserine götürmüştüm. 3 yaşlarındaydı. O sırada hayali balerinlikti. Konserde enstrümanları görünce çok heyecanlandı. Hemen sahneye çıkıp keman çalmak istedi. İlginç bir özelliğiydi bu, arzu ettiği şeyi hemen yapmak isterdi. 4 yaşında birlikte derse başladık. Birkaç ders sonra çalışmak zor geldi. Çünkü istediğimi hemen yapmak istiyordu ve gereken kaliteye ulaşamıyordu. Çok sabırsızdı. Ailece bu konuya odaklandık. Sabırlı olmasını öğrettik. Başlangıçta tek dezavantajı solaklığıydı. Solaklar arşeyi yeterince güçlü kullanamaz, özel eğitim gerekir. Bu konuyu çözümledikten sonra karşımıza yeni bir sorun çıktı: Çok inatçıydı. 8 yaşında onu Amerika’ya götürdüm. Kemancı Alexander Markov’un babası, ünlü eğitimci Albert Markov’dan özel ders alacaktı. Daha ilk derste bir notayı Markov’un istediği gibi çalmayı reddetti. Tüm ders boyunca Markov, Veriko’yu sözleriyle yerden yere vurdu. Çok üzüldüm. Onu Amerika’ya götürmek için ailece büyük özveride bulunmuştuk. Dersin saatine 200 dolar ödemiştim ve inadı yüzünden elimiz boş dönecektik. Bunları ona anlatırken ağlıyordum. Çok üzüldü ve o günden itibaren inat etmekten vazgeçti. Sonrasında hiç sorun yaşamadık. Çünkü müziği çok seviyor. Birkaç yıl önce, piyanist Gülru Ensari’yle konser vermek üzere İsviçre’ye gitmişti. Prova sırasında konuşmalarına tanık oldum. Gülru “Konser solistliği çok stresli bir iş. Gerçekten solist olmak istiyor musun, hayatını buna adamaya değecek mi” diye sordu. Veriko “Ben bunun için yaşıyorum” cevabını verdi…

AYLA ERDURAN

Gurur duydum

Veriko’yu çocukluğundan itibaren takip ediyorum. Harika bir kemancı. Gülden Turalı Keman Yarışması’nda kardeşiyle birlikte ödül almıştı, gelecekte her ikisinin de başarılı olacaklarına emindim. Çünkü anneleri Lili çok iyi bir keman öğretmeni, başarılı müzikçiler yetiştirdi ve Türkiye’de yaşaması bizim için bir şans. Veriko’nun Wieniawski Yarışması’nda kazandığı birincilik beni çok sevindirdi, gururlandırdı. Finali internetten izledim. İkinci ve üçüncü olanlar da çok iyi kemancılar. Böylesine düzeyi yüksek bir yarışmada birinci olmak önemli. Kendisini ve annesini kutlarım.
Çaykovski, Jacgues Thibaut, Kraliçe Elisabeth ile birlikte dünyanın en önemli 4 keman yarışmasından biri Wieniawski. Bestecinin ismi kadar jürisindeki saygın isimler yarışmaya önem kazandırıyor. Örneğin 1957’de bu yarışmaya girdiğimde, hocam David Oyştrah jürideydi. Ginete Neveu’nun kazandığı 1935’teki ilk yarışmanın ikincisiydi David Oyştrah.
Yarışmada 150 kişi arasından finale kadar yükselmiş, beşinci olmuştum. İlginçtir, sonraki yıllarda beş kemancı arasından en iyi kariyere sahip kişi bendim. Birinciliğin yeterli olmadığını anladım. İyi insanlarla karşılaşmak, fırsatları akılla değerlendirmek gerekiyor.
Veriko’ya tavsiyem, harika bir öğretmen olan Ana Chumachenco ile çalışmayı sürdürmesi. Birinciliği fırsata çevirmek için hemen menajer bulması, bol bol konser vermesi, plak kaydetmesi. Eğer birkaç yıl beklerse, birinciliğin hiçbir etkisi kalmaz.
© Tüm hakları saklıdır.

Share.

Leave A Reply

four × 2 =

error: Content is protected !!