Ida Haendel / İçinde Doğu olan eserlere bayılırım

0

Polonya asıllı İngiliz kemancı ve eğitimci İda Haendel, Alman repertuvarı ve 20. yy bestecilerinin icralarıyla tanınıyor. Anne-Sophie Mutter, Maksim Vengerov, Sarah Chang gibi sonraki kuşaklardan pek çok kemancıyı etkiledi. Sanatçı, 13 Şubat 1950’de 22 yaşında, Uyuyan Güzel lakaplı 1726 yapımı Stradivarus kemanıyla İstanbul’a gelmişti. Ferhunde Erkin’in piyanosu eşliğinde resital verdi. Bu vesileyle soruları yanıtladı.

Fotoğrafa bakıp sakın aldanmayın. Şimdiye kadar bu genç kızın güldüğünü veya gülümsediğini gören fani sayısı pek azdır. Bunu kendisine de söyledim.

“Yoksa gülümsediğinizde sanat kabiliyetinizin bir kısmı uçup gidiyor mu?” Hayret!.. Meğer ne tesirli laf etmişim: Gülmeye başladı. Biz konuşurken yanımızda duran hanımlar da hayretlerini gizlemedi. Hakikaten bu hadise, sanat çevreleri için büyük bir önem taşıyor.

/// Haendel’in yaşlı babası da konserdeydi

İstanbul Filarmoni Derneği’nin kokteyl partisindeyiz. Derneğin üç salonu da hınca hınç kalabalık. Kadınlı, erkekli bir çok müzik meraklısı elinde kokteyl kadehleriyle küme küme toplanıp sohbet ediyor veya dolaşarak tanıdık bir çehre arıyor. Orta salonda mükemmel bir Gaveau marka piyano. Onun da etrafında meraklıları var.

İşte Cemal Reşit Rey herkesi karşılayıp selamlıyor, işte Güzel Sanatlar Genel Müdürü Necil Kazım AksesUlvi Cemal Erkin, Ferhunde Erkin, Orhan Borar, viyolonselist Sandarelli, siyah gözlükleri ve karakteristik tipiyle Adnan Saygun, gazetecilerle veya dostlarıyla tatlı tatlı konuşuyorlar. Şurada da İda Haendel’in yaşlı babası meraklıların sorularını cevaplandırıyor.

Karşımda duran genç kız baştan aşağı siyahlar giymiş. Orta boylu, esmer, içinde yeşil renklerin de bulunduğu koyu kahverengi gözlü, donuk çehreli bir kız. Başında siyah rübanlı file şapka (bu tabirleri yanımdaki hanım söyledi), üstünde siyah ipekli elbise, ayaklarında siyah çorap ve siyah ayakkabılar, kolunda bir siyah deri çanta, kulaklarında bir çift uzun siyah küpe.

Konuşurken son derece lakayt ve soğuk kanlı görünmeye çalışıyor. Fakat iki eliyle sıkı sıkıya sarıldığı beyaz üzerine kırmızı noktalı küçük bir mendili farkında olmadan öylesine didikliyor ki, bir aralık biçare bez parçasının parça parça olmasından çekindim.

Oje kemanın düşmanıdır, kullanmam

1923 yılında Polonya’da dünyaya gelen İda Haendel 3,5 yaşında keman çalmaya başlıyor. Bu harika kız, bir gün ablasına ait bir kemanı eline geçirip annesinin ona her vakit söylediği bir şarkıyı büyük bir maharetle çalıyor. Bunun üzerine babası ondaki yeteneği görüp kızı küçük yaştan itibaren kıymetli hocalara verip yetiştiriyor. Varşova Konservatuvarı’nda işe başlayan İda, 10 yaşında altın madalya ödülünü kazanıyor ve daha sonra Varşova’da Simon Goldberg, Paris’te Raman Totenberg, Londra’da Carl Flesch gibi keman üstadlarının yanında çalışıp yetişiyor. Şimdiye kadar Polonya, Fransa, Hollanda, Beşçika, İsveç, Norveç, İngiltere ve Amerika’da konserler veren Ida Haendel’in bütün tuvaletine rağmen tırnaklarında oje yoktu. Sebebini sordum.

“Hayatımda hiç oje kullanmadım” dedi. “Tırnak cilası bir kemancı için çok zararlıdır. “

Durdu, sonra devam etti: “Parmaklarım kemanımın malıdır…”

Erkin ve Akses’in eserlerini dinledi

Klasiklerden kimleri tercih edersiniz?

-Hepsini seviyorum ve hangisini çalarsam onu tercih ediyorum.

Bu aralık, Ferhunde Erkin piyanoya geçti ve Ulvi Cemal Erkin’le Necil Kazım Akses’in birkaç bestesini çaldı. Sonra da Cemal Reşit Rey kendi bestelerinden birini çaldı. İda Haendel’e dinlediği Türk müziği hakkındaki düşüncelerini sordum.

“Çok güzel ve çekici” diye cevap verdi. “Zaten ben içinde Doğu bulunan müziğe bayılırım.”

İstanbul’dan ayrıldıktan sonra önce İngiltere’ye, sonra Fransa ve Hollanda’ya gidip konserler verecek olan İda Haendel’e kemanının kıymetini sordum.

“Markası Stradivarius. 1726 senesinde yapılmış” dedi.

(Şahap Balcıoğlu / 14 Şubat 1950 / Akşam Gazetesi / Arşiv çalışması: Zeynep Erdoğan, dizgi redaksiyon: Serhan Yedig)

Share.

Leave A Reply

five × 1 =

error: Content is protected !!