Ankara Devlet Konservatuvarı’nda Necil Kazım Akses ve Hasan Ferid Alnar’ın öğrencisi olan Nevit Kodallı, daha sonra Paris Konservatuvarı’nda Arthur Honnegger’den kompozisyon dersleri aldı. 1953’te ülkesine dönüp uzun yıllar Ankara Konservatuvarı ve Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde görev yaptı. Opera, oratoryo, bale müziği ve tiyatro müzikleri besteledi. 1972’de İstanbul Radyosu 2. Programı’nda yayımlanan Bestecilerimiz Anlatıyor (*) programında Şarkılar ve Sinfonietta’sını anlatırken müziğe bakışını da özetliyordu.
YAYLI ÇALGILAR İÇİN SİNFONİETTA
Eseri, Nadia Boulanger istemişti
Sinfonietta’yı 1949’da Paris’te yazdım. Nadia Boulanger ve Ulvi Cemal Erkin benden Konservatuar Orkestrası için küçük bir eser istemişti. İlk çalmınışı Darmstadt’ta, 1950 Ağustosu’nda Herman Scherchen idaresinde Genç Kuşak konserlerinde yapıldı. Konser Darmstadt Devlet Tiyatrosu’nda düzenlenmişti. 100’ü aşkın eser arasından benim Sinfonietta ile Luigi Nono’nun bir eseri seçilmişti. Daha sonra Türkiye, Belçika, Fransa, Avusturya, İtalya, İspanya gibi birçok yabancı ülkede Türk ve yabancı şefler idaresinde çalındı. Hattâ 1965 yılında Dame Ninette de Valois burada, bizim balemizde koreografisini yaparak aynı ad altında bale eseri olarak da oynattı. Eser üç bölümlü. Tamamen Türk atmosferi taşır. İddiasız gibi görünmesine rağmen o yıllara kadar bestecilerimiz tarafından Türk unsuru diye tanıtılan re-mi, sol-mi uydurmasına karşı çıkmak ve Türk Müziği’nin aslında bu eserimdeki gibi ortaya konması gerektiğini ispat için yazılmıştır. Aynı amaçla daha önce 1. Yaylı Sazlar Kuartetini, Piyano Sonatını ve Atatürk Oratoryosu’nu bestelemiştim. Birinci bölüm hızlı ve enerjiktir. Yer yer lirik pasajlarıyla serbest bir sonat formundadır. 2. bölüm yarı mistik, yarı trajik bir atmosfer taşır. Bu bölümde daha çok Klâsik Türk Müziği havası hâkimdir. Üç parçalıdır. Orta parça 6/4’lü bir Yürük Semaî’dir. Son bölüm, hızlı gelişmeli rondo formundadır. Bu bölümde daha çok halk atmosferi hâkimdir. Eser parlak ve güçlü bir finalle sona erer.
ŞARKILAR
Türkiye’de yazılan ilk liedler
Şarkılar, ayrı tarihlerde yazılmış üç ayrı albümdür. Birincisini “Poemler” adı altında 1946 yılında Ankara’da yazmıştım. Şan ve piyano için bestelediğim bu şarkılar aynı yıl Konservatuar Konser Salonu’nda, Bülent Arel‘in eşliğinde Evlim Özge tarafından bir şan resitalinde söylendi. Bunlar, Türkiye’de ilk defa yazılmış liedler olmak şerefini taşır. 1947 yılında Alman İsviçresi Radyosu’nda bir İsviçreli Kantatris tarafından söylendiler ki bu benim Avrupa’da çalınan ilk eserim oldu. Bunlardan Hikâye ve Sivas Yollarında’nın sözleri Cahit Külebi’nin, Ay Işığını Bekleyiş’in sözleri Ömer Bedrettin Uşaklıgil’indir.
Yahha Ulu Kavak, Türkü, Bozlak adlı üç parçayı 1949 yılında Paris’te “Üç Pastiş / Benzetmeler” adı altında yazmıştım. İlk defa 1951 yılında Paris Radyosu’nda Aydın Gün tarafından söylendi. Yahha Ulu Kavak’ın sözlerini bir halk türküsünden aldım. Türkü ve Bozlak’ın sözleri ise Karacaoğlan’ın. Daha sonra bu albüme, 1966 yılında yazdığım, sözleri gene Karacaoğlan’a ait olan Menevşe adlı şarkıyı ekledim.
Kilise, Dalyan Kahvesi, Söz, Mevlâna’da Olmak adlarını taşıyan şarkılar, 1958 yılında düzenlediğim “Garip Şarkılar Albümü”nden parçalardır. Kilise’nin sözlerini Asaf Halet Çelebi’nin, Dalyan Kahvesi’nin sözlerini de Oktay Rıfat Horozcu’nun şiirinden aldım. Söz adlı şarkı Orhan Veli Kanık’ın, Mevlâna’da Olmak adlı şarkı ise Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiirlerine dayanır. Bazı şarkıları Ümit Yaşar Oguzcan’ın “Garip Şiirler Albümü”ndeki şiirlerden esinlenerek yazdığım için bu albümün adını Garip Şarkılar Albümü koydum.
(Nurhan Olcayto / 1 Mayıs 1972 / TRT Radyo-2)
Linkler
* Bestecilerimiz Anlatıyor programı İstanbul Radyosu’nun 2. Programı’nda (TRT-2), 1972 yılında yayımlandı. Programın amacı, müzikseverlere Türk bestecilerinin TRT arşivindeki kayıtlarıyla birlikte, eserler hakkında birinci ağızdan bilgi sunmaktı. 1970’de, TRT’de çoksesli müzik prodüktörü olarak çalışmaya başlayan Nurhan Olcayto (1943-2021), programı hazırlarken besteciler hakkında yazılı kaynaklardan bilgi bulabilmiş, ancak eserler hakkında bilgiye ulaşamamıştı. Dönemin TRT Çoksesli Müzikler Şubesi Müdürü Dr Erdoğan Saydam’la birlikte 14 besteciye mektup yazdı. TRT arşivinde ses kaydı bulunan eserleri hakkında bilgi istedi. Bu çağrıya Adnan Saygun, Ferit Tüzün, İlhan Baran, Ulvi Cemal Erkin, Necil Kazım Akses cevap vermedi. 17 Ocak 1972’de yayımlanan ilk program için Cemal Reşit Rey, TRT Harbiye Stüdyoları’na giderek üç eserini anlattı. Bülent Tarcan, Cenan Akın, Nevit Kodallı, Okan Demiriş, Yalçın Tura, Ertuğrul Oğuz Fırat , Ekrem Zeki Ün ise yazılı metinlerle cevap verdi. İlhan Usmanbaş, daha önce yayımlanmış, eserlerini anlattığı bir yazıyı göndermekle yetindi. Program yayımlandıktan 33 yıl sonra Nurhan Olcayto, TRT’den emekli oldu. Bu metinlerin yok olmamasını, genç kuşaklara ulaştırılmasını arzu ediyordu. Müzik Söyleşileri bu arzuyu yerine getiriyor.